Günümüz dünyası gibi, Türkiye’de de her şeyin içi boşaltılıyor ve her şey mümkün olduğunca anlamsızlaştırılmaya çalışılıyor!

Emperyalizm ve kapitalizmin neoliberal saldırıları, postmodernist görüngülerle tüm dünyayla birlikte ülkemizde ve bölgemizde de olumsuz etkilerini gösteriyor…

Bazı siyasi ve sendikal çevrelerin dediği gibi, 1 Mayıs günü işçiler için bir “Bayram” mı?

Yoksa bu tanımlamayı yeterli ve anlamlı bulmayanların dediği gibi, işçi sınıfının “Uluslararası birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” mü?

Bu iki tartışmalı tanımlama, işçi sınıfının mücadele tarihinin bazı dönemlerinde kendi anlamlarını bulabilirler. Bunu da, işçi sınıfının siyasi sistem içerisindeki konumu ve kazanımları belirler.

Gelin şimdi; hep birlikte kutlamaya ya da bir mücadele gününe dönüştürmeye hazırlandığımız 2013 1 Mayıs’ına ve işçi sınıfının konumuna bir göz atalım…

1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlamaya(!) hazırlandığımız 2013 yılında işçi sınıfının durumuna;  ister siyasi güç, ister sendikal örgütlülük ve mücadele açısından bakalım, işçi sınıfının içerisinde bulunduğu durum hiç de bayramlık gibi görünmüyor!

Türkiye işçi sınıfı, kapitalist sistemin kendine yönelttiği saldırılara karşı durabilecek ve oluşan ülke gündeminde sesini duyurabilecek yeterli bir siyasi örgütlülük ve güçten yoksundur.

Türkiye işçi sınıfı, AKP iktidarı tarafından teslim alınmış TÜRKİYE İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve her alanda AKP iktidarıyla işbirliği içerisinde olan Hak-İş Konfederasyonu tarafından sistem adına bir kuşatma altına alınmıştır.

Tarihsel bir mücadele geleneğinin mirasçısı olan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) gerekli siyasi iradeyi gösterememesi ve yeterli örgütlenme hamlelerini yapamaması nedeniyle, sendikal örgütlülük ve etkili bir mücadele gücünden de yoksun kalmıştır…

“Taksim Alanı” tartışmalarıyla gölgede bırakılan bu zor koşullarda, ülkenin dört bir yanında ve Zonguldak’ta 1 Mayıs’ı kutlamaya hazırlanıyoruz. 

Türkiye işçi sınıfı 2013 yılı koşullarında 1 Mayıs’ı;katılanların, davul zurna sesleri arasında kendinden geçtiği halaylarla bir “bayram” havasında, festivallere benzeyen ve kime karşı olduğu dahi anlaşılmayan yürüyüşlerle mi kutlanmalı?

Yoksa taşeronlaşmaya, düşük ücretli çalışmaya, aynı işte uygulanan ücret eşitsizliğine, AKP hükümetinin meclisten geçirmeye hazırlandığı kölelik yasalarına, Ulusal istihdam Stratejisine, kıdem tazminatının kaldırılmasına, vahşi emek sömürüsüne, işsizliğe ve yoksulluğa karşı işçi sınıfının umutlarını yeniden canlandıracak olan bir mücadele anlayışıyla mı kutlanmalı sizce?

Doğrusunu isterseniz; her fırsatta işçilerin arasında olmaya çalışan ve işçilerin yaşadığı sorunlara bire bir tanık olan birisi olarak, siyasi öngörülerim doğrultusunda oluşan ruh halim hiç de “bayram” kutlama havasında değil!

Her ne olursak olalım!

İşçi sınıfından ve emekten yana bir siyasetçi, bir aydın, bir gazeteci, bir yazar olalım!

Görevi işçi sınıfı mücadelesini örgütlemek, sendikal örgütlülüğü güçlendirmek ve sermaye sınıfı tarafından acımasız bir sömürü kuşatması altına alınmış işçi ve emekçilere bir mücadele gücü, bir kazanma duygusu katmak olan bir sendika yöneticisi olalım!

2013 1 Mayıs’ın da görevimiz; İşçisiyle, memuruyla, köylüsüyle, öğrencisi ve işsiziyle tüm emekçi yoksul halkımızı 1 Mayıs alanına davet etmek, katılımını sağlamak ve AKP’nin işçi düşmanı politikalarına karşı mücadele azmini yükseltmek ve geleceğe dair umutlarını güçlendirmek olmalıdır.

Bu düşüncelerim; Emekten yana siyasi partilerin, meslek odalarının, derneklerin, sendikaların katılımıyla Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) öncülüğünde madenci kenti Zonguldak’ta yapılacak olan 1 Mayıs kutlaması için de geçerlidir.

Sermaye sınıfının işçi sınıfına karşı yürüttüğü bir sömürü saldırısı olan taşeronlaşmanın halkın büyük çoğunluğu tarafından mahkûm edildiği emek kenti Zonguldak’ta; 1 Mayıs kutlamasına TTK ’da ve taşeron şirketlerde çalışan maden işçilerinin yoğun katılımı için, GMİS yöneticileri tarafından işyerlerinde 1 Mayıs’a çağrı konuşmaları yapılıyor.

TTK işyerlerinde ve madenci köylerinde 1 Mayıs afişleri asılıyor ve maden işçilerine bildiriler dağıtılıyor. Ocak girişlerinde, “1 Mayıs” marşı ve emek türküleri çalınıyor.

1 Mayıs’a,ÇATES işyerlerinde enerji işkolunda çalışan taşeronişçileri deyoğun bir katılım çabasıyla hazırlanıyorlar bu yıl…

ÇATES taşeron işçilerinin, “Yeter artık” diyen seslerini hissediyor ve sendikal örgütlenme konusunda ki kararlılıklarını ve mücadele iradelerini 1 Mayıs sonrasına taşıyacaklarının işaretlerini alıyorum!

Zonguldak Madenci Anıtı’n da yapılacak olan 1 Mayıs alanını dolduran emekçilere, 1 Mayıs Tertip Komitesi adına kürsüden GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş konuşacak…

Bugüne kadar birçok basın açıklaması, miting ve gösteriye tanıklık etmiş olan Madenci Anıtı ve 1 Mayıs’a katılanlar, ekonomik sorunlardan şikâyetçi olan, hükümetten rica eden, işçiler adına temennilerde bulunulan bir konuşmaya mı?

Yoksa işçi sınıfını ve emekçi halkımızı; AKP politikalarına karşı birlik ve dayanışma çerçevesinde, emperyalist planlar karşısında ülkemizin bağımsızlığına sahip çıkan ve sermaye sınıfının saldırıları karşısında bunalan işçi sınıfına kararlı ve onurlu bir mücadele çağrısına mı tanıklık edecekler?

Yoksa bir sendikanın temel görevleri arasında olan örgütlenme, TİS bağıtlama ve grev kararı almanın da ötesinde;siyasi, sendikal, ekonomik gelişmelere dair öngörüsü ve hedefleri olan, eşitlik ve özgürlük mücadelesi alanını genişleterek sorumluluk üstlenen bir anlayışa mı tanıklık edecekler?

Madenci kenti Zonguldak’ta yapılacak olan 1 Mayıs; bu sorulara aranan ve verilecek olan cevaplar açısından da önem taşıyor!

Eminim ki; Hükümet yetkilileri ve sendikal çevrelerin gözü ve dikkati İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve diğer illerde yapılacak olan 1 Mayıs kutlamalarının yanı sıra, özellikle Madenci Anıtı’nda yapılacak olan 1 Mayıs kutlamasında olacaktır…

Eh o zaman!

Yalnız başına sadece kendimiz değil; eşlerimizle, çocuklarımızla ve ikna edebildiğimiz dost ve komşularımızla bizlerde Madenci Anıtı’nı doldurmalıyız.

İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’ne anlam katmalıyız.

Yüreği haktan ve emekten yana çarpanlar; Haydi 1 Mayıs’a!