CHP’nin 7. Genel Başkanı, 7 yıldır başında olduğu parti ile girdiği 6 seçimden hüsran ile çıktı.
2010 yılında bir kaset skandalıyla giden Deniz Baykal’ın yerinde; başarılı olmanın ötesinde yanlış politikaları, gafları ve yenilgileriyle tanındı Kemal Kılıçdaroğlu.
AKP, uzun yılların verdiği yıpranma ve iç - dış politikadaki hatalarına; hatta üç genel başkan değiştirmesine rağmen, politika üretip, hizmet edip, güle-oynaya seçim kazandı.
İktidar Partisi bu gün Anayasa değişikliklerini Meclisten geçirmiş, ‘Sistem’ değişikliğini halk’a sormaya (referandum)gidiyorsa; bunda CHP Lideri’nin(Kılıçdaroğlu) payı büyüktür.
AKP+MHP’nin meclis aritmetiğinin (317+ 40) yettiğini bildiği hal de, maddeleri oylatıp, Anayasa değişikliklerini adeta meşrulaştırdı.
Aslında Muhalefet olarak CHP’nin başarısızlıklarını ‘yürüyen merdivene bile ters bindi’ anektotuyla Kılıçdaroğlu’na yüklemek de haksızlık olur. 2009’da İstanbul da Kadir Topbaş’a karşı Belediye Başkanlığı seçimini kaybetse de, ‘KurultayFatihi’ olmayı, hat ta; Erdal İnönü’den sonra CHP’de 45 seçim bölgesinde Önseçim yaptırmayı başarmış bir politikacı.
Kılıçdaroğlu’nun eksikliklerinden biri, kaybettiği seçimler sonrası ‘istifa’yı düşünmemesi.
2015. 7 Haziran:  % 24 oy almış. ‘İstifa etmeyeceğim’ demişti. 1 Kasım 2015: % 25 oy. ‘Demokrasi’yi getiren partiyiz. Önümüzdeki süreçte oy alanımızı göreceğiz’ dedi.
Kasım 2015 seçimleri sonrası CHP Koalisyon yoluyla da olsa iktidar şansı yakalanmış, elinin tersiyle itmişti. Tam 146 gün de 5 milyon oy yer değiştirmiş, 7 Haziran da AKP iktidar olmuştu.
DEMOKRASİ MESELESİ
‘Kılıçdaroğlu’nun ‘Demokrasi’yi getiren partiyiz’ lafı da biraz manidar.
Kurtuluş Savaşı’nda yedi düveli alt etmemize rağmen, Cumhuriyet’i ittifak’la kuramamışız.
258 Milletvekili’nin 158’i oy kullanmış Cumhuriyet için. 130 Milletvekili (çoğu Milli Mücadele önderi) Cumhuriyet’in kurulmasından haberi bile olmamış.
Cumhuriyet’i kuran Parti’ diye övünülen CHP dönemi, Tek Parti Dönemi olarak bilinir. Dolayısıyla, Cumhuriyet’in ilanından tam 27 yıl sonra Demokrasi’ye (çok partili hayata) geçilebilmiş.
Bu gün, ‘şikâyetçi olduğumuz her şeyi’ doldurduğumuz ‘torba’ya verdiğimiz isim olan ‘siyasi yozlaşma’; maalesef ‘Cumhuriyet Dönemi’ Kültürlerindendir. (Kültür, basit tanımıyla; alışkanlıkların huy edinilmesi…)
ATATÜRK - CUMHURİYET
CHP toplum da ‘hizmet bilmez, güven vermez’ parti algısını bir türlü kıramadı.
En büyük etken de, Anadolu’ya açılma, halka gitmekte beceriksizlik.
Burada yapılan “Atatürk ve Cumhuriyet’i tekeline almak” gibi bir kolaycılığı seçmesidir.
Bu CHP’nin bagajındaki negatifliklerden ikisidir.
Parti amblemi ve isim de kurtulması gereken negatifliklerdendir.
Milletin ortak paydası olan Cumhuriyet ve Atatürk, tekel’e alınmamalı. Sahiplenmemin, ‘kimseye bırakmamak’ olmadığı unutulmamalıdır.
Bagajındaki negatifliklerden kurtulacak CHP, halkla arasındaki duvarları kaldırmalı ve Kerem Kılıçdaroğlu’nun Al Jazeera’da babası Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelttiği CHP’nin oylarını arttırmak için sokağa çıkmak değil, seçmenin ayağına gitmek gereklidir eleştirisine kulak vermelidir
CHP SULTANLIĞI
CHP’nin başarısızlığındaki etkenlerden biri de, Örgütlerin, parti içi iktidarı kapmak için harcadıkları gücü, genel seçimlerde harcamamaları.
Çünkü; tabanın belirlemediği vekiller, birleştirici olamıyor.
Demokrasi havarisi (!) olan bir parti, maalesef; Lider ve Sultasıyla belirlediği isimleri/ listeleri ‘demokrasi’ adı altında seçmenine oylatıyor. Mevcudu oylamak, ne kadar demokrasi ise!
Bu Özgür Parlamento oluşturulmasında da büyük zafiyet değil mi?
Parti tabanı, bu alışkanlığın da Cumhuriyet döneminden kalma huylardan olduğunu belirtiyor.
HEDEFSİZ PARTİ
CHP, hizmet açısından çıtayı yükseltmiş bir iktidar karşısında; hem ideoloji hem hizmet projesi olarak başarılı olamıyor. Halkı tanımayan kurmayları ve hizmette çok geri kalmış CHP’li Belediyeler en büyük etken. Projeler ya basit kaçıyor ya da ‘mümkün değil’ yaftası takılıyor.
Belediyelerde ki ortak maraz ise ‘iradesizlik’ ve ‘beceriksizlik
Genel Merkez ve Lider’in seçim hedefleri ise ‘balık baştan kokar’ sözüne en iyi örnek.
1 Kasım 2015 seçimleri için Kılıçdaroğlu’na sonuç tahmini soruluyor.
Cevap ilginç ‘150 Milletvekili hedefliyoruz’. 150 Milletvekili ile hedeflenen koalisyon hükümeti.
Lider’in ‘iktidar hedefi’ olmadığını gören ordu’dan zafer beklenebilir mi?
Yine Seçim arifesindeyiz. Geçen hafta Zonguldak’ta İl Danışma Toplantısı düzenlendi.
Hedef; parti’nin gelişmesi, güçlenmesi, yeni politikalar üretilmesi ve üyelerin kaynaşmasını sağlamak. Genel Merkez Kurmayları(Akif Hamza Çebi, Muharrem İnce, Haluk Peşken, Gürsel Tekin) konuştu. Basın’ın dışarı çıkarıldığı bölüm de İl-ilçe Başkanlarına konuşma hakkı verilmedi. Delegeler Salonu terk etti. Verilen on dakika ara da Genel Merkez Kurmayları da salonu terk etti(!).
İl Danışma toplantısı, hizip çatışmasına dönüştü.
CEMAAT ve PKK
CHP politikaları ‘Tayyip karşıtlığı’ üzerine kurulmuş. AKP bir şeye ‘evet’ mi dedi, mutlaka karşısına ‘hayır’la çıkılıyor. Her şeye ‘hayır’ demek, ‘hayır da hayır vardır’la açıklanamaz.
Hayır diyerek sorumluluktan kaçmak, ne zaman hayra alamet olmuş?
Mesela; Adana Mitinginde hangi mantıkla Cemaat Yazarları Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç ve Ahmet Altan’ın isimleri okutulup alkışlatıldı? Cemaat/FETÖ sadece Tayyip Erdoğan düşmanı mı?
PKK’ya neden ‘Biz hapisteki PKK’lıya DHKP’ liye gittik’ ve Doğu da operasyonlar sürerken ‘Adam öldürerek Kürt Sorunu çözülmez’ açıklamasıyla destek verildi?
Dolayısıyla, Millet’in hassas tarafını çürüten bu açıklamalara, yazar Nihat Genç’in verdiği cevap büyük beğeni topladı.
‘-Kılıçdaroğlu, senin belânı, Allah’a bırakanın da Allah belâsını verir.
SONUÇ:
Köşe komşum Sermet AksuCHP’nin Referandumu’ diye yazmış.
Tam isabet. Bence bu referandum sonrası CHP hem bagajındaki negatifliklerden hem de Lider Sultası’ndan kurtulacak.
Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın dediği gibi “oraya buraya savrulan, hiçbir konu da net duruşu olmayan, hiçbir krizi yönetemeyen parti” olarak siyaset sahnesinde yer alamaz.
Alırsa da ‘sinek ikili’ olmaktan kurtulamaz.
Kılıçdaroğlu’na soruyorlar ‘Reis deyince aklına ne geliyor?’ diye. El cevap ‘Piri Reis geliyor.
Demek ki, Kılıçdaroğlu’nun da rüyalarından ‘Tayyip Reis’ çıkmıyor.
Sayın Tayyip Erdoğan’ın Devlet Bahçeli’den sonra bulabileceği en iyi ‘Muhalefet Lideri’ Kılıçdaroğlu’dur.  CHP Cumhuriyeti Kuran Parti misyonundan uzaklaşmış, Cumhuriyet Hatırası Parti konumuna gelmiştir.
Ancak, bu gelişmelere göre, CHP siyasi ömrünü tamamlamış görünüyor.
Bekleyelim, görelim.