Birkaç gün önce bir haberi okurken bu sözler takılı kaldı zihnimde. Geçmişe gidip biraz düşündüm.

1998 yılıydı sanırım. Meslek liselerine katsayı uygulaması ile üniversite kapıları kapandı. O dönem ne Zonguldak basını ne de ulusal basın İmam Hatip liseleri üzerinden başlayan bu haksızlığın, meslek lisesi öğrencilerine sıçramasına engel olamadı.

İmam Hatipli yine mesleğini yapacağı yolu açık bulurken, meslek lisesinde ve özellikle Anadolu Teknik Lisesi gibi ilk sene tamamen yabancı dil öğrenen, mesleki bilgileri en üst düzeyde olan bir eğitimden geçen öğrencilerin hakkı yenildi, kimse “eğitimde fırsat eşitliği” demedi.

Nereden mi biliyorum bütün bu olanları?

O dönem Zonguldak Anadolu Teknik Lisesi ilk kayıt olan öğrencileriydik. İlk mezunları olup, bir meslek liseli nasıl yetişir, nasıl eğitilir ve nasıl iyi bir mühendis olur onu kanıtlamak isteyen aileler, öğrenciler ile birlikte iyi bir eğitim kadrosu kurulmuştu. Videolu ve ağırlıklı İngilizce olan bir eğitim sisteminden geçtik. O dönem ceket rengimiz bile farklıydı, iyi de bir hava yakaladık. Ancak sonlara doğru sınav sistemi değişti ve o gelecekleri pırıl pırıl olan gençler her biri savruldu.

Savrulmaktan kasıtım, her birimiz iyi bir mühendis adayıydık. İçimizde bunca baskı ve zorunluluklara karşılık 2 yıllık MYO okuduktan sonra mühendis olan arkadaşlarımız oldu.

TSK’ da çok değerli arkadaşlarımız geçiş yaptı, iyi konumlara geldiler. Yine birçok zorluğa karşılık ve eşitsizliklere rağmen öğretmen olan arkadaşlarımız oldu. 4 yıllık fakülte kazanamayıp mesleğinde çok iyi yerlere gelen arkadaşlarımızda var.

Çünkü bu okul aynı dönem açılan FEN Lisesi ile birlikte öğrenciler için 2 ayrı tercih konusuydu. Bende mühendislik hayali ile iki okulun aynı sene açılması ve mühendislik için temel bilgileri almak adına Anadolu Teknik Lisesini seçmiştim.

Şuan okul ne durumda bilmiyorum ancak dönemden hala eğitmen olarak kalan hem de şuan bu okullarda eğitim veren tüm öğretmenlerimize selamlar olsun.

Gelelim “ eğitimde fırsat eşitliği” kısmına. Okulumuzun eğitimi, öğrenci seçimi, eğitimcilerin motivasyonu sayesinde meslek lisesi içinden birçok cevher çıktı. Ancak bunun için benim yaşadığım gördüğüm ve bildiğim ilk durum öğrencilerin birbirlerine çok yakın seviyede ve istekte olmasıydı.

Zonguldak Atatürk Anadolu Lisesi, Mehmet Çelikel Lisesi, Fen Lisesi ve TED Koleji hem Zonguldak hem de ülkemiz için zorlu bir eğitim sonunda yetişmiş ve üniversiteye gönderdiği öğrencilerinde alt yapısı sağlam zeminler kurardı. Çünkü kültür bu şekildeydi.

Zaman değişti. Bir sürü milli eğitim bakanı geldi gitti ve düz liseler artık bu sınıfa alındı. Şimdi soruyorum tüm liselerin eşit şarta alınması “eğitimde fırsat eşitliği” mi?

22 yıldır şehir dışında yaşayan biri olarak Zonguldak ile duyduğum en büyük gurur kaynağı elbette maden ve emeğin başkenti olması ancak ikinci bir konu var ki; bu şehir dışında çok bilinir ancak içerde farkında değiliz sanırım; birçok şirkette ya da kurumda iyi yetişmiş Zonguldak’ lı sayısının oldukça fazla olmasıdır. Kitap da yazmaz ancak kişiler işe alınırken sadece mezun olduğu üniversite değil okudukları liselerde bakılır. Bu sebeple Zonguldak ve iyi eğitim kurumları şehir dışında bilinir çünkü iş sahası olmaması nedeni ile genelde bu kişiler büyük şehirlerde yaşamaya mahkûm bırakılmıştır.

Bu sebeple ülkemizin 5-10-15-20 ve daha ilerideki yıllarını kurtarmak adına o eski bildiğimiz Anadolu Liselerinin geri dönmesi, TED başta olmak üzere iyi eğitim verecek kolejlerin şehirle yeniden buluşturulması ve daha ulaşılabilir olması için ilçeler bazında sayılarının artması elzemdir.

Biz bunu başaramazsak; gençler lise yıllarında eğitim almak için şehir değiştirmek zorunda kalacaklar. Ben bunu 25 sene önce yaşadım, gördüm. Kendi sınıf arkadaşlarım son yıllarımızda farklı şehirlere, farklı liselere geçti.

Fırsat eşitliği iyi okulların artması ile bozulmaz. Ancak ille de bir eşitlik istiyorsak mevcut okulların daha iyi eğitimi nasıl olur biraz ona kafa yormak, birazda kördüğüm olan sınav sistemini yapıcı eleştirmek gerekiyor düşüncesindeyim.