Bilinen bir fikradir. Herkesçe bilinir eşeğin boyanarak babaya satılması. Kayseri'li kişilerin, özellikle esnafın uyanıklığıni, açıkgözlülüğunü belirtmek  için anlatılır .

Çok cimri bir adamdır babaları.  Harçlık dahi alamazlar.  Üç kardeş aralarında konuşup karara varırlar.  Bir yolunu bulup babalarından para sızdıracaklardır. Aralarında  bir plan yaparlar. 

Evlerindeki eşeği "kayboldu" diye mahalleye duyururlar. Dolayısıyla bu haber babanın kulağına da gider. Adamın üzüntüden kalbi duracak gibi olur. Eşeğini bulana ödül vermeyi bile düşünür. Çocukları da aynı üzüntüyü paylaşır görünürler .

Arkadaşlarının evine gizledikleri boz eşeği siyaha boyarlar.  Sonunda eşeğin boyama işi biter. Eşeği arkadaşlarıyla  hayvan pazarına gönderirler.  K içendileri de babalarına koşarlar:
-Babacığım pazarda bir eşek gördük ki sorma o kadar güzel. Hem de bizim kaybolan eşeğe o kadar çok benziyor ki şaşarsın. Sadece bunun rengi siyah.

Babaları buna sevinir. 
- Kaç paraymış?
diye sorar. 

Çocuklar, planın tuttuğunu görünce çok sevinirler. 
Değerinin altında bir fiyat söylerler. Babaları seve seve parasını verir. Böylece çocuklar eşeği babalarına satmış olurlar.

Günümüzde de buna benzer olayları ve söylemleri görüyor, işitiyoruz. Nasreddin Hoca'nin deyimiyle eskileri kırpıp kırpıp yıldız yapıyorlar. Oysa eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. 

Türkiye Cumhuriyeti, birkaç ay önce yüz (100) yaşına girdi. Halkın katilimiyla yüzüncü (100.) yıl coşkuyla kutlandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunu ve kuruluşunu hazmedemeyenler "Türkiye Yüzyılı" diyerek eskiyi boyamaya çalıştılar. Halkımıza bir yenilik diye sunmaya çabaladılar. Halkımız, Anıtkabir'e koşarak, alanları doldurarak buna kanmadilar. Cumhuriyet'e ve onun kurucusuna sahip çıktılar. 

Yerel seçimler yaklaşırken İstanbul yenilgisini kabullenemeyenler, sanki yirmi üç (23) yıldır iktidarda degillermiş gibi yeni sloganlar bulma girişiminde. Aday bulamayınca slogan bulma yarışındalar. "Yeniden İstanbul" diyerek yenilendiklerini sandılar. Oysa "İstanbul'a ihanet ettik, bu kentin değerini bilemedik" dediklerini unutarak. 

" Emeklileri, enflasyona ezdirmeyecegiz " dedikten sonra emeklileri sokağa çıkamaz duruma getirdiler. Köylüler, tarlasını ekemez, traktörüne mazot alamaz oldular. Ev hanımları pazara çıkamaz, tencere kaynatamaz oldular. Memurlar, ev kirasını ödeyemez oldular. 

Eskileri kırpmakla yıldız yapılamazsa , salt söylemler değiştirilerek hizmet yapılamaz.