Gazetede 'ÇAKMAK ABİ' diye seslenirdik ona...

Uzun süre çalıştık kendisiyle...

Toyken yanındaydık. İşi ne kadar biliyorsak, ondan öğrendik...

Gazetede hiç kimseye bir kere bile bağırdığını duymadım...

'Efendilik' hayat tarzı idi sanki...

Güzel insandı Erhan ağabey...

Özellikle işe ara verdiğimiz zamanlarında bir araya gelir,

Türkiye ve dünya siyaseti üzerine sohbetler ederdik...

BÜYÜK BİR 'DERYA' İDİ

Her konuda bilgi alış-verişinde bulunurduk...

Yeri gelir 1960 darbesi,

Yeri gelir Amerika'nın keşfini konuşurduk...

Çok şey öğrendim ondan...

Bana mesleki anlamda kattıklarının dışında,

Genel kültürüme kattıklarını unutamam...

BÜYÜK GAZETECİYDİ

Haber yazmak için, Erhan ağabeye olayla ilgili bir kelime bile yeterdi... 

Onun, bir kelimeden bin kelime türetip, 'gedikli' bin tane köşe yazmışlığı vardır...
Sonra ben Akçakoca'ya yerleştim, o hala işinin başında...

Ayrılsak bile, kopamadık Erhan ağabey ile...

Sürekli telefonda konuşur, akıl alırdım ondan...

Hasta yatağında bile gazetesini düşünüyordu...

Bana yazdığı köşeleri, gazetedeki kritik haberleri paylaştırıyordu...

Bu bahsettiğim konu, en fazla 1 ay önce falan... 

Ölüm döşeğinde olduğunu bilmiyordu...

Güzel insandı Erhan ağabey...

Yazdığım her kelimede, yaptığım mizanpajda,

Photoshop'umda, kaleme aldığım köşelerde, 

Emeği vardır... Üzerimde çok emeği vardır...

Ölüm kimseye yakışmaz ama, sana hiç

YAKIŞMADI BE USTA...