İyi…

İyi diyorum çünkü Zonguldak, uzun zamandır böylesine güzel bir habere hasretti…

Türkiye Spor Yazarları İl Temsilcisi olmam nedeniyle ilk olarak 2009 yılında tanıştığım Kilimli Belediyespor Başkanı Mehmet Kuruçayırlı ile geçtiğimiz hafta Ankara’da bir araya geldik…

Gösterişli bir et lokantasında bizim Yıldırım ve misafir sanatçı namı diğer “Şef” Cevdet Akgün’le birlikte katıldığımız akşam yemeğinde sormayın başımıza geleni…

Yemeklerin çoğunun isimleri İngilizce olunca menüden kopya çekip verdiğimiz siparişin daha havalı olması için “Benimki az pişmiş olsun” dedim sol elimi şıklatarak garsona… Yıldırım eksik kalır mı? O da peşim sıra seslendi: “Benimki de”

Ama Şef, kurnazca davranıp tam bir laz gibi bildiğinden şaşmadı: “Benimki pişkin olsun”

Şef garson, sözümü dinleyim neredeyse çiğ eti tüm kibarlığıyla önümüze koymaz mı!

Kanlı canlı eti, bozuntuya vermeyip kuzu kuzu yiyince ikimizde gece boyunca mide spazmı geçirdik…

Zamanlı zamansı vuran mide krampları ve Kuruçayırlı’nın anlattıkları karşısındaki şaşkınlığımızı gizlemek için bir hayli çaba sarf ettik…

Hayır için yatırım grubundaki arkadaşlarıyla Japonya’da marketler zinciri açtığını söylerken bile tüm mütevaziliğini elinden bırakmayan 29 yaşındaki bir işadamının Zonguldak için düşündüğü yatırımları dinlerken bir hayli heyecanlandık…

Eğer yer sorunu çözülürse Mehmet Kuruçayırlı ve 12 arkadaşı, Zonguldak’ın Kilimli İlçesine yaklaşık 800 kişinin çalışacağı 8 fabrika kuracak. Yine Zonguldak merkezde 160 konutluk bir yatırım düşünen Kuruçayırlı’nın söyledikleri, kömüre bağımlı olan ama oksijen çadırında yaşayan bölge insanı için yepyeni bir umut olacak.

Merak edenler için hemen söyleyeyim…

Üniversite yıllarında tanıştığı okul arkadaşı Başar Kırang’ın davetiyle, Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç’ın oğlu Savaş Aslankılıç aracılığıyla Zonguldak’a gelen Kuruçayırlı, Zonguldak için büyük bir şans…

Umarım sadece Kilimli değil, Zonguldak’ı yönetenler ya da yönettiğini zannedenler bu şansı iyi kullanır…

Çünkü, şehir olarak bu tür güzel haberlere ihtiyacımız var…

Kötü…

Sahiden kötüydü ve daha kötüsü de olabilirdi…

Bereket ucuz atlattık…

İktidarı, muhalefeti hepsi suçlusu, hafta sonu yaşanan sel felaketinin…

Kent merkezindeki yetersiz altyapı…

Üzülmez ve Asma Derelerini besleyen derelerin, duble yol bahanesiyle beton bloklar içine hapsedilip yeraltına alınması faciaya davetiye çıkardı…

Taşkın derelerin üzerinin kapatılmaması gerektiğini bilmek için mühendis mi olmak gerekiyordu…

Hangi aklı evvelin işi bilmiyorum ama bu sadece tabiat ananın bir ihtarıydı Zonguldak için…

Daha açılışı bile yapılmadan patlayan duble yollar doğa ile dalga geçilemeyeceğini bir kez daha gösterdi hepimize…

Çirkin…

En başından beri siyaset yapanların kamu ile ticaret yapmaması gerektiğini savunanlardanım…

Dün Oda TV’de çıkan bir haber, son günlerde görevden alınması gündemde olan AKP İl Başkanı Hamdi Uçar’ın mal varlığı ve ödediği vergiye dikkat çeken çarpıcı bir analizdi…

Gazeteci arkadaşımız Sabriye Aşır’ın yaptığı haberi izin alarak biz de sayfalarımıza taşıdık…

Her şey o kadar somut ki…

2013’e kadar zarar göstererek vergi ödemeyen Hamdi Bey, halbuki kendisine yakınlığıyla bilinen Pusula Gazetesi’ne verdiği demeçte bankalara 1 trilyona yakın kredi borcu olduğunu söylemişti…

Vergi levhasında “zarar” gösteren bir esnafa hangi banka 1 trilyon kredi veriyor çok merak ediyorum…

Sonra, “AKP 12 yılda, sadece kendi zenginlerini yarattı” diyince bazı dostlarımız kızıyor…

İşte sözün bittiği yer…

Manzara ortada!