Kahveci açıklamasında şu görüşlere yer verdi: Emperyalizm kendi çıkar menfaatlerini yerine getirmek için her şeyi göze alır ve uygular. Bunun için parayı iyi kullanır ve kullanacağı kişileri satın alarak yaptırır. Ülkemiz 1950 den itibaren Menderes döneminde ABD emperyalizmin güdümüne girerek yönlendirilmektedir. Sovyet Rusya’nın çöküşü de iki kutuplu dünyanın tek kutuplu ya dönmesi de ülkemiz için çok olumsuz olmuştur. ABD’nin Orta Doğuda yayılma süreci ve ABD’nin kuklası İsrail’in güvenliği ve büyümesi de bu oyunlara girince ülkemiz büyük tehdit altına girdiği görülmektedir. BOP kapsamında yaratılan büyük senaryolar sömürülecek ülkelerin yönetimlerini bir bir değiştirdiği gibi ayrı guruplara etnik ve mezhepsel bölünmelere sebebiyet vermektedir. Emperyalizm amaçlarını kısa süreli yapmaz. Önündeki engelleri birer birer aşarak dernek, siyasi partiler ve diğer kurumlara ajanlarını yerleştirirler yada empoze ederler. Kendi politikalarını bulundukları yerden yavaş yavaş açıklamaya başlarlar. Ülkemizdeki üniter yapının bu kadar zarar görmesi emperyalizmin kurumlara yerleştirdikleri ajanları ve politikaları yüzündendir. Bu politikalar neler diye acarsak ülkemizi parçalanmaya açık olan etnik ve mezhepsel politikalar eşliğinde sınıfsal baskı ve sömürü sistemin olduğu görüyoruz. AKP’nin iş başına getirilmesi BOP nin uygulamaya sokulması hep bu yüzdendir. Son günlerde Lozan’ın tartışılır hale gelmesi yeniden Sevr Antlaşmasını gündeme taşımaları ABD büyük elçisinin yeniden Osmanlı ve hilafet gelmeli söylemleri emperyal politikalardır. Cumhuriyet kanlı bir darbedir diyen AKP vekilinin hepsi bu oyunun içindedirler. Açıkçası Cumhuriyeti yok etmek ve ülkeyi parçalara ayırmak halifeliği getirmek emperyalizmin istediği en büyük oyundur. Bu politikalara karşı mevcut hükümetin bir tek laf etmemesi iş birlikçi olduğunun kanıtı olduğu gibi emperyalizme büyük hizmettir. Koalisyon ortağının da açıkça emperyal politikaların içinde kaldığını ve ne kadar takiyeci olduğunu net görmekteyiz. Nerde Müslümanlık , nerde doğruluk, nerde adalet ,nerde milliyetçilik, nerde Türklük, nerde laiklik, nerde hukuk ,nerde andımız vb diye sorarız? Emperyalizm kendilerine (AKP ,MHP diğer kurumlar ,sendikalar diğer partiler) şiar ettiği doğruları hatta politikalarını bir anda tersine döndürür ve kişileri satın alır ki söylediklerinin tam tersini midesine kondurur. Emperyalizm ,terörist başına idam fetvaları yapanlarla terörist başını bir araya getirmesini bilir. Aynen günümüzde olduğu gibi.
1950 den beri emperyalizm (ABD ,AB, siyasal İslam) ülkemizin Atatürk’ün gösterdiği medeniyet ve bilim yolunda gitmemizi asla istememiştir. Çünkü Atatürk emperyalizmi ülkemizden def etmiştir. Aydınlığa giden yolu açmıştır. Bu yol emperyalizmi rahatsız etmiş 1950 den itibaren tarikat cemaat ve iş birlikçileri devreye sokarak gerileşme dahil her şeyi yaptırmaktadırlar.1923 de Cumhuriyet ilan edildiğinde 40 bin köyde okul yoktu. Bu gün ise okullarımızın fazla olmasına rağmen cahilleşme oranı 1923 e göre çok yüksektir. Bu cahilleşmeyi mevcut hükümet, tarikatlar ile ABD ,AB emperyalizmi yapmıştır. Abdest suyu şifadır anlayışını saflara yutturursan, ülke yönetimini tarikatlara yer acarsan, takiyecilik kol gezerse, hırsızlık, yolsuzluk yol geçen haline gelirse bu memlekette cahilleşme egemen olur ki emperyalizminde en çok sevdiği ortam oluşur. Sormayan araştırmayan incelemeyen nesil yoksa tarikatım çok yaşa mantığıyla bir nesil yetişirse ülke emperyalizmin kucağına itilmiş olmaktadır.
Emperyalizm kendi isteklerini yerine getirecek hükümetleri oluştururlar ki bunlardan biri de AKP’dir. AKP’ nin kurulması ve yasaklı liderinin önündeki engellerinde birer birer aşılması ( devlet kurumlarının seyirci kalması, Deniz Baykal’ın bu sürece destek vermesi, Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye payanda olması ) büyük projenin yani emperyalizmin (BOP)Türkiye kuşatmasına büyük zemin hazırlamışlardır. Emperyalizm iktidarı şekillendirirken muhalefeti de kendi çıkarlarına ayarlamaktadır. Son 23 yılda hep bunların yaşanması tesadüf değildir. Kuzey Irak’ın ayrılması şimdide kuzey Suriye’nin bölünmesi sırada İran ve Türkiye olduğunu dağdaki çoban bile biliyor. Oysa bu bölünmelere ülkemizin hükümetinin desteği ve Osmanlıcı politikalarının büyük payı vardır. Bunun sonucunda ülkemizde 10 milyona yakın Suriyeli , Iraklı, Afganlı, İranlı mülteci gelerek onlara yapılan masraflar yüzünden emekliye ,emekçiye para verilememektedir.
Son süreçte de terörsüz Türkiye açılımı yapılarak yeni oyunla karşı karşıyayız. Bu senaryoyu hazırlayanlara kamuoyu şunu soruyor. Bu kaçıncı açılım ve mademki terörsüz Türkiye dediniz neden 20 yıl beklediniz diye soru soruyorlar? Bu kadar şehit ve diğer zulümler ve masraflar olmazdı diye vatandaşlar bizler soruyoruz? Oysa ana hedef anayasanın 42nci ve 66 maddeleri dahil olmak üzere değiştirmek ,anayasadan Türk kimliğini tahrip etmek ve üç milletli (Türk,Kürt,Arap ) bir anayasa yapmak olduğunu açıkça görülüyor. Bununla beraber AKP birkaç dönem daha iktidar da kalması gerekiyor ki emperyalist (BOP) ideoloji gerçekleşmiş olsun. Bunun sonunda yeni bir Yugoslavya hayata geçmesi kaçınılmazdır. ABD büyük elçisi Ulus devletler İsrail’in güvenliğini tehdit etmesi söylemi sürpriz değildir. Böyle bir elçi ilkeli bir ulus devletten hemen kovulması gerekirken bizde ise ona karşı sadece ADD, Birleşik Kamu İş’ten diğer küçük kurumlardan başka tepki olmamıştır. Bu durum emperyalizmin Türkiye Kuşatmasını açıkça göstermektedir.
Sonuç olarak ülkemiz emperyalizmin kuşatmasında hızla ilerliyor. Vatandaş bu olup bitenden ne kadar haberli habersiz yaşayınca görecek. Yeni bir anayasanın halk nezdinde referandumda geçmesi mümkün değildir. Halka karşı sandığı kaçırarak mecliste yapılacak anayasa değişikliği ile sonuca gitmek onların isteği yöntemdir. Emperyalizmin kök söktüğü ülkelerde emek sömürü hızla artmaktadır ,grev dahil hepsi yasaklanıyorsa halkın ezilmesi de kaçınılmazdır.
Emperyalizm ve PKK hiçbir zaman amaçlarından ,hedeflerinden asla vaz geçmeyeceklerdir. Bunları amaçlarından vaz geçirmenin yolu mantıklı ,bilimsel emperyalizme ve iş birlikçilerine karşı mücadele etmektir. İşte bu mücadele Atatürk’ün gösterdiği yoldur. Bu yolu uyguladığımızda ülkemiz çok net kurtulur. Diğer yollar duvara dostlar. Birleşik Kamu iş olarak ülkemizin birliği , üniter yapımızı, laikliği ve cumhuriyeti koruyarak, çağdaş medeniyete giden eğitim ve bilim yolunu örgütleyerek insanca yaşamı sonuna kadar savunacağız.
Kahveci: Emperyalizmin Türkiye kuşatması devam ediyor
Birleşik Kamu-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, 1950’den buyana emperyalizm (ABD, AB, siyasal İslam) ülkenin Atatürk’ün gösterdiği medeniyet ve bilim yolunda gitmemizi asla istemediğini söyledi.
Bunlar da ilginizi çekebilir