Efsane bir kış ayı yaşıyoruz. Aslında aradığımız, beklediğimiz, istediğimiz, özlenen bir kış yaşamaktayız. Çocukluğumuzun kar yağan günleri gibi.

Ancak kar yağması bendeki izleri eğlenceden çok soğuk, ıslak ve üşüme ile gidilen okul yıllarını hatırlatır. Gümüşhane Mahallesi kendimi bildim bileli merkeze bağlı bir mahalle olmasına karşılık köy yolları gibi her kar yağdığında yolları kapanır ve en son oraya hizmet gelirdi. Hatta uzun seneler şuan ki minibüs duraklarının olduğu bizlerinde ikinci kahve dediğimiz alana kadar açılır, Gümüşhane Mahallesine dozer inmezdi. Şuan gördüğüm manzara ilk günler yine unutuldu, şuan ara sokakları hala kapalı.

Kolay bir kış yaşamadık kabul. O düşe kalka 20-30 sene evvel yürüdüğümüz yollardan yine yağan karda düşe kalka gidiliyor bunu bir nebze olsa anlarım.  Ne yazık ki şehrin atanmış idarecileri gelip gider değişir, bir taneside bu şehre adını hayırlı bir şekilde kazıyamaz mı? Kazıyamıyor.

Artık gerçekten çok sıkıldım. Her kar yağdığında Ereğli yolunda ya göçük, ya kar nedeniyle yolun kapanmasından. Televizyonlara covidde 30 şehir artı Zonguldak olarak lanse edilmekten. “ Kestane balının diyarı” olayımızın bile arkasında saçma sapan bir dram yatıyor. Malumunuz en son 3 defa yıkılıp 4. defa yapılan 15 gün önce hazır denilip, hazır olduğu halde bir türlü açılamayan tünel ve sahil yolumuz var.

Ulaşımda ise artık iş kimin suçu herkes şapkasını önüne koyacak, toplu taşımada çürük çarık minibüslere mahkûm oldu vatandaş.  Otobüslerdeki kriz devam ediyor ne yazık ki. 2000 yılında Bursa’ ya üniversite okumaya gittiğimde minibüsçülüğün aslında çok daha farklı olabileceğini gördüm.  Araç temizliğinden, model yeniliğine, taşınan yolcu kapasitesinden, şoför kardeşlerimizin giyimine kadar aslında çok daha iyisini 20 yıl önce yapan şehirlerimiz varken bu bize yakışmıyor.

Bize yakışmayan elbette ve keşke bunlar olsa.

Soruyorum kendime. Bu şehri hükümetin partisi idare ediyor. Belediye ile hükümet iç içe.  Ve gerçekten bu kadar zor şartlarda belediyenin küçük olması, gücünün kısıtlı olmasına karşılık, merkezi hükümet, AKP’ li diğer belediyelerden yardım talep edilmedi mi? Eminim geçelim AKP’li belediyeleri Ankara Belediyesinden destek istesek acaba 3-5 araç alamaz mıydık? Açık olmak gerek. Siyaseti unutmak gerek. Evinden çıkamayan insanlarımız var.  Kar yağdığı için seyyar çalışan evine ekmek götüren insanlar mağdur. Bazı mahallelerde ne yazık ki sürekli ve uzun süreli elektrik kesintileri var ve kronik duruma sadece geçici çözümler sağlanıyor. Ben çok iyi biliyorum ki elektrik firmasının çalışanları gece gündüz kar soğuk uyku dinlemeden görevlerini fazlası ile yapıyor. Bunu bizzat sahadan duyuyorum ancak aynı firma yöneticileri ve şehri yönetenler ile atanan idareciler, Allah aşkına alt yapı nedir? Şehir planlamak nedir?  Her sene aynı yerlerde defaten kesilen elektrikler yüzünden bu vatandaşa çektirilen çile nedir bir el insaf.

Ders alıp yapılan güzel işler yok mu elbette var. Baraja getirilen jeneratörler ile elektrik firmasının kesintilerinin önüne belediye bir nebze olsun geçti ancak günü kurtardık bir yaraya merhem olduk sadece. Yapana düşünene yürekten teşekkürler ancak bitmiyor dertlerimiz. Bu şehrin vekili bir kişi olmamalı. Her platformda 1 vekilin sesi çıkıyor. Diğerlerini görmek bir yana bir kere TBMM'de Zonguldak için ne istediniz sayın vekiller. Neler yapıyorsunuz?

Gelip gidiyoruz hepimiz. Yaptıklarımız ya da yattığımız durumlarla anılacağız.  Elektrik, su, doğalgaz, market her yer ateş pahası. Çöken ekonomi sayesinde insanlar zaten mutsuz. Umutsuz. Lütfen artık bırakın artık bu vurdumduymazlığı. Silkelenin lütfen.  Bu şehir çok büyük insanlar yetiştirdi, sizler şu an bayrağı devraldın.  Çok ciddi sizleri uyarıyorum. Dikkatinizi çekmek istiyorum.

Seçim bölgelerinizi bu karşı soğuk havada yaya olarak gezmek ister misiniz? Bakın adres iletiyorum. Gümüşhane Mahallesinden Soğuksu' ya bir yürüme inmeyi deneyin. Düşmeden ıslanmadan. Aynı durum 10 Temmuz, İhsaniye, Karaelmas içinde geçerli.

Yarın güneşli, parlak bir havada rüzgâr çıkmasında açılış olsun bir fotoğraf karesine bizde girelim diye heyecanlanan herkese sözüm. Sizi fotoğraf karesi değil, bu şehre hizmet etmek heyecanlandırsın. Evet, belediyenin görevi ağırlıklı ama sadece belediyenin görevi değil bu işler.

Ülkenin neresinde bir felaket olsa, bu sel olur, deprem olur, yangın olur; ilk giden ekip madencilerimiz oluyor. Neden gidip emek verdiğimiz şehirlerden bu hafta yaşadığımız ve anladığım kadarı ile şubat ortasına kadar devam edecek yağışlarda destek istemiyoruz. Utanılacak bir durum değil, aksine inisiyatif almak, şehri düşünmek insanı büyütür. Koltuğumuz, makamınız ne olursa olsun lütfen silkelenin. Bir araya gelin, bizde sizleri destekleyelim.