1933 yılları…

Mustafa Kemal İzmir’de Milli Kütüphaneyi, Bankaları ve sonrası İncir Kooperatifi’ni ziyaret eder. Yorucu bir gündür. Akşam CHP’nin Karşıyaka’daki balosuna katılacaktır.

Bu sırada Bursa’daki olay duyulur.

 

Bursa’da Ulu Cami’den çıkan 100’e yakın insan, “Ezan her yerde Arapça okunuyorken neden Bursa’da Türkçe okunuyor” diyerek müftülüğe yürüyüp bir isyan hareketine girişirler.

 

Haberin kendisine iletilmesi üzerine Mustafa Kemal, “Başvekil Paşayla temas kurun, bana Afyon’da katılsın! Tren hazırlansın, bu gece Bursa’ya hareket ediyoruz. Balo’ya gitmeyeceğim, ama balo yapılsın” talimatını verir. (Ünlü “Bursa Nutku”nun bu olay üzerine Bursa’da verildiğini öğreniyoruz)

 

“Menemen’i yakın”

Yedek subay Kubilay, kudurmuş gericilik tarafından Menemen’de boğazı kesilerek katledildiğinde, Atatürk’ün yine cumhuriyetçi ve kahredici tavrını görmekteyiz.

O günlerde İsmet Paşa’ya dönüp şöyle söyler:

“Menemen halkını taşıyın ve Menemen’i yakın. Cumhuriyet’in gelecek nesillerine bir örnek olması için de Menemen’i o yanık haliyle muhafaza edin.”

 

Bunlar bir Devlet adamının; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün olaylar karşısında, anında gösterdiği tepkilerdir.

Duyarlılık en üst noktadadır ve yapılması gereken yapılır.

Menemen’de de, Bursa’da da..

 

Düşünüyorum da, yaşıyor ve başbakanlık koltuğunda olsaydı Mustafa Kemal..

Ve Hatay-Reyhanlı’da depremi andıran kahpece bombalamalar sonucu 100’e yakın yurttaşımız katledilmiş olsaydı..

Ülke sınırları belirsizleşmiş, bölünme reel bir tehdit olarak boylu boyunca belirmişken apar-topar Obama’ya koşar mıydı Atatürk?

Biliyorum değerli okuyucular, şöyle düşünüyorsunuzdur; “Delirdin mi be adam?! Önce şunu bilesin! Atatürk sağ olsaydı ülke bu duruma gelmezdi. Dahası ne Amerika’sı, ne Obama’sı..Mustafa Kemal derhal olaya el koyar, Reyhanlı’ya uçardı..Yurttaşlarıyla birlikte olurdu.”

 

Dedik ya..Kolay olunmuyor devlet adamlığı..Devlet adamı kolay yetişmiyor!

Bu arada Mustafa Kemal’i hiç kimseyle kıyaslama gibi bir düşüncede de değilim.

Kaldı ki bu haddime de değil.