Bir öğretim yılında okullar 36 hafta açık. Genel bilgi derslerinin öğretmenlerinin haftada 15 saat (2 gün), meslek derslerinin ise haftada 20 saat (3 gün) ders verme zorunlulukları vardır.

Bu da 1 senede 72-105 gün çalışma demektir. Bir ayda 20-22 gün çalışma olduğuna göre öğretmenlerin yarıdan fazlası yılda 3.5-5 ay çalışarak 12 ay maaş almaktadır.

Yaz tatilinin 2-2.5 ay olması da çok yanlıştır. Tatil en çok 1 ay olmalıdır. Geriye kalan günlerde öğretmenler kurslara alınmalı, valilik tarafından çeşitli sosyal projelerde görevlendirilmeli, huzurevlerinde, çocuk yuvalarında eğitim görevleri almalıdır.

Kimin kaç saat dersi olup olmadığına bakılmadan tüm öğretmenlerin haftanın 5 günü okulda olması gereklidir.

Eğitim verimli, faydalı, üretici olmadan kalkınma, yükselme olası değildir.

Bu önerime gerçekten öğretmen olamamış kitleler çok kızacaktır. Ancak, Japonya'daki öğretmenler gibi olmamız icap ediyor. Orada okullar 240 gün açıktır.

32 yıl MEB bünyesinde çalıştım. Bu kurumda verimlilik ortalaması yüzde 10 bile değildir. Rüzgar, yağmur, kar, fırtına, virüs vb. bahanelerle okullar hemen kapatılır. Hasta olmadığı halde düzenli olarak sağlık raporu almak kimi öğretmenler arasında adeta moda olmuştur.

2.5 yıldır özel lisede çalışıyorum. Burada yeteneği olmayanlar 1 gün bile barınamıyor. Herkes haftada 40 saat görev başında.

Eğitimi düzeltmek için müfredatı periyodik biçimde yenilemek son derece doğru bir tutumdur. Bundan daha da önemli olan, çalışkan, üretici, projeci öğretmen kitlesi oluşturmaktır.