HABER: MUSTAFA ÖZDEMİR

Zonguldak, geçtiğimiz hafta yaşama veda eden namı diğer "Karga" lakaplı Hayrullah Tıfıl'ın ölümüyle sarsıldı.
Kentin her kesiminden yüzlerce insanın uğurlamaya geldiği Hayrullah Tıfıl, giderayak şehir insanına "sevgi"nin gücünü gösterdi. 

Halkın Sesi, kamuoyu adına Hayrullah Tıfıl gibi kent belleğinde yer tutup hepimizde bir hatırası olan "özel" insanların TOKİ tarafından yeni yapılan sahil bandında heykelinin yapılmasını öneriyor. Kentlilik bilincinin gelişimi için de dev bir adım olacak bu çalışmanın bizi biz yapan değerleri de hatırlatan bir işlev taşıyacağına inanıyor.

Zonguldak Belediyesi, Kent Konseyi ve STK'ların desteğiyle yapılacak bu heykeller, inanıyoruz ki, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, kentin tüm renklerini Zonguldaklılık ortak paydasında da birleştireceği gibi, bize, önce "insan" olduğumuzu hatırlatan bu güzel insanlara teşekkür olanağı da sunacaktır. 

İşte Halkın Sesi'nin heykelinin yapılmasını önerdiği "özel insan" isimleri:

Hayrullah Tıfıl (Karga):
Tam 60 yaşındaydı öldüğünde... Zonguldakspor aşığıydı... Şehrin gülüydü... Onunla fotoğraf çektirmeyen cennete gidemezdi... Haracını yemediği esnaf yoktu... Merhameti, tertemiz kalbi ve hala kulaklarımızda çınlayan kahkahasını da yanına alarak melek olup gitti...

Birol Kızıltan (Güllü Dayı):
Biz gazetecilerden bile önce giderdi etkinliklere... Elindeki buket, yakasındaki çiçeği, tertemiz takım elbiseleri ve boynundan eksik etmediği kravatıyla tanıdık onu... Kilometrelerce yolu kan ter içinde yürür, müzik duyduğu anda dansa başlardı... Uydurma şarkıları kadar sesi de güzeldi... Zeki Müren'in Zonguldak Şubesi Güllü Dayı 2011 yılının aralık ayında sessiz sedasız göçtü bu dünyadan...  

Şakir Aykın (Atmaca):
15 Kasım 2014'de kaybettiğimiz Şakir Aykın Sahil Kafe'nin müdavimiydi… Hayatı hep dik yaşadı… Yalnızca yorgun bedeninin göstergesi olan kamburu yüzünden başını önüne eğdi... Elindeki baston ve bez çantasının içinde hiç olmayan tavukla, kurduğu arkadaşlık yalnızlığının en büyük ilacıydı... Ve tabi çantanın içinde hiç olmayan tavuğun dudakları kıpırdamadan çıkardığı sesiydi onu farklı kılan... Bu yönüyle kentin bilinen tek vantriloğuydu.  Kimileri o çantanın içinde tavuk olduğuna inanır hala... Bakmayın ezgin görünümüne o bir şampiyondu, yüzme dalında hem de… 

Deli Nuri ve Deli Şükrü: 
1970’li yıllardan 80’lerin ikinci yarısına kadar kentin simge ismiydi Nuri ile Şükrü. O yıllarda yaşayan tim Zonguldaklıların hatırasında özel bir yer tutardı. Kentimizin büyük yazarı İrfan Yalçın, “Nuri ile Şükrü iki delisi Zonguldak’ın. Yılardır emekli olamadılar delilikten, çok seviyorlar işlerini belli ki. Nuri’yle Şükrü çocukların düşlerini ısıran iki deli. Bir kelebek delirse Nuri gibi delirir herhalde. Gülümser hep, çocukları sever, kalın giysiler içinde yaz kış terler.  Dört mevsim bahardır onun dünyasında, çıldırmış çiçekler açar. Şükrü bambaşka, Şükrü bir girdap gibidir. Fır fır döner. Yere düşer, kalkar. Milyonlarca kez söver. Yer bitirir kendini. Deliliğin ağır işçisidir Şükrü” yazmıştı onlar hakkında.

TRAFİK RIDVAN (Rıdvan Yılmaz):
Zonguldak caddelerinin sevilen ve tanınan siması, kavşaklarda ve trafiğin yoğun olduğu yerlerde düdüğüyle ve el hareketleriyle araçlara yön veren, sempatik ve sevecen tavırlarıyla şoförlerin gözünde fahri trafik memuru kabul edilen, her Zonguldaklının gönlünde yer edinen, namı değer  "Trafik Rıdvan..." hayatını kaybetti...
Rıdvan Yılmaz'ın tedavi olduğu amansız hastalığa yenik düştüğü öğrenildi. Zonguldak'ın sevilen siması Trafik Rıdvan'ın ölümü kenti üzüntüye boğdu.

Not: Katkılarından dolayı Zonguldak Nostalji sayfası editörü Yüksel Yıldırım'a teşekkür ederiz...