En kararlı işçi kalabalığını gördüm Madenci Anıtı’nda…
Dün arkadaşlarla ne manşet atalım diye düşünürken…
Önce: “91 Ruhu” dedik…
Sonra: “1991 Provası!”nda karar kıldık…
Yazının başında da söylediğim gibi madencilerin gözlerindeki ışık, seslerine yansıyan öfke ve kararlılıktı bizi bu manşeti atmaya sevk eden…
Peki ne oldu?
Bir zamanlar 50 bin madencinin çalıştığı, “Bir tek bayrağı yok” denilen koca kurum, nasıl oldu da bugünlere geldi?
Ah be hemşerim…
Belki bugün konuşulacak şeyler değil bunlar ama…
Eğer kurum bu hallere düştüyse siyasal iktidar kadar maden işçisi de suçludur!
Çünkü bugün ekmeğinizi elinizden almak isteyen siyasi iradeye en büyük desteği siz verdiniz…
Tıpkı Tekel İşçileri gibi…
Tıpkı Paşabahçe çalışanları gibi…
Dün alanı dolduran madencilerin önemli bir bölümü AKP seçmeniydi…
Sonra biri çıkıp bunları konuşunca, birileri çıkıp “Eyleme siyaseti alet etmeyin” demez mi?
Sanki Karadon’un özelleştirme kararını Kanarya Sevenler Derneği aldı…
Şüphesiz hepinizin politik tercihlerine saygı duyuyoruz…
Ama özelleştirme bağıra bağıra geldi be hemşerim…
Hadi siz farkına varmadınız, göremediniz olan biteni!
Sizi temsil eden sendikacılar neden gereğini yapmadı?
Sokaktaki sade vatandaş bile Enerji Bakanı’nın açıklamasını, “TTK bu yıl özelleştirilecek” olarak yorumlarken, sizin genel başkanınız çıkıp, “Bakan öyle demek istememiştir” dememeliydi…
Kurum her geçen gün küçülürken, siz sendikanızla birlikte tek bir işçi almayan AKP’nin mitingine gidip alkış tutmamalıydınız!
Özel ocaklarda maaşlarını alamayan işçiler kendilerini madenlere kilitlerken siz onlara destek vererek, dosta düşmana işçi sınıfının dayanışmasını gösteremediniz!
Zonguldak’ın en güçlü örgütü olan Genel Maden İşçileri Sendikası’nın seçimlerinde AKP’li belediye başkanları köy köy gezip destekledikleri adaylar için oy istemedi mi?
Ve nihayetinde siz onların istediği isimleri yönetim kademelerine getirmediniz mi?
Dünyanın her yerinde sendika muhaliftir…
Kabul etseniz de etmeseniz de hükümetin yörüngesine giren GMİS, Zonguldak’taki etki alanını kaybetti…
Dünkü eylem hepimiz için bir kırılma noktasıydı…
Uzun zamandır böylesine inanmış bir insan topluluğu görmemiştim…
Elbette arkamıza bakarak ileri yürüyemeyiz…
Ancak yaşadığımız süreç, özelleştirmenin hepimizi içine çeken nedenli acımasız bir girdap olduğunu gözler önüne serdi…
Öyle bir girdap ki, dün kurban Tekel işçileri, Paşabahçe çalışanlarıydı, bugün maden işçileri…
İlla ki ayağımıza basılınca mı sesimiz çıkacak…
Bugün işçi sınıfı ve emek cephesinin dayanışma ve mücadele zamanı…
Öyle görünüyor ki, Zonguldak’ı Ağustos ayında mevsim normallerinin üzerinde sıcak günler bekliyor…
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, işçi arkadaşlarımız dünkü kenetlenmeyi sokağa taşıyabilir, şehir maden işçisine sahip çıkabilirse merkezi hükümet değil özelleştirme kararı almak, Zonguldak’ı ağzına almaya bile cesaret edemez…
Şimdi herkes şapkasını önüne koysun ve düşünsün…
“Var” mıyız, “yok” muyuz?