İl Genel Meclisi geçen dönem son toplantısında, AKP’li üyenin, eski başkanı eleştirirken kullandığı ‘bunlar Beycuma Diasporası’ çıkışı, Zonguldak gündemine bomba gibi düşmüştü.

Diaspora deyince, daha ziyade, 1915 Ermeni tehcir olayları çerçevesinde, Amerika’da ki Ermeni baskı grupları aklımıza geliyor. AKP’li İl Genel Meclis Üyesi bizi şaşırttı.

Ama; Hedefine de ulaştı. Yapılan yeni dönemde, İsmail Terzi’nin başkan seçilmesini önledi.

Çaycuma’lı Meclis Üyesi Ahmet Hamdi Akçaalan’ın, Zonguldak’ta yaptığı bu ‘taktik şaşırtma’yı, bu yıl Ermeni Anma günü 24 Nisan’da Başbakan Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarına taziye çıkışı ile yaptı.

Avrupa ve Amerika başta olmak üzere, tüm Dünya’nın olumlu karşıladığı bu ‘ezber bozan’ çıkışa, maalesef içerde muhalefet koalisyonu balıklama atladı. Hükümet’e ‘dış imajını düzeltmek için yaptı’ yaftasını taktı. Hal bu ki olay, iç siyaset değil, Devlet meselesiydi.

Önümüzdeki yıl, 1915 olaylarının 100. yılı. Türkiye Cumhuriyeti, ‘Devlet Aklı’nın bir ürünü olduğu anlaşılan bu açıklama ile önümüzdeki yıl, aleyhimize yapılacak salvo atışlara karşı hazırlıklı olduğunu göstermiştir.

Bu güne kadar, hep karşıdan beklenen hamlelere göre oynama tembelliği yerine, bu kez ilk hamle cesareti ve strateji gösterisi yaptık.

İster başsağlığı deyin, ister özür. Belli ki hedef; Psikolojik savaşta, bir adım öne geçmek. Karşıdaki Psikopat gruplardan yine ‘şahin’ açıklamalar gelse de, ‘çıkış’ genelde olumlu. Şimdi sıra‘Soykırım’ diyen ülkelere karşı hukuki yaptırım atağında.

Her ne kadar, içerdeki muhalefet koalisyonu, sandıkta yenemeyeceğini anladığı hükümet için, her türlü karalamayı ‘Devlet’e zarar vermek’ pahasına yapsa da, ‘sivil toplum’ ruhu ve ‘Devlet-i Ebed Müddet’ fikri galebe çalacaktır.

Daha ziyade, yurt dışındaki ‘sivil toplum’ tanımlı örgütlü topluluklarımız ve ülkesi için, hiçbir etkinlikten kaçınmayan yürekli insanlarımız öne çıkacaktır. Nasıl mı?

Bilindiği gibi ‘Anayurtlarından kopup, başka yerlerde azınlık olarak yaşayan Kavim veya inanç mensupları’ diaspora (kopuntu) olarak tanımlanıyor.

Olayı bu tanım, diaspora açısından irdelersek göreceğiz ki, yurt dışındaki Diaspora Türkleri (Gurbetçi Türkler) daha yaygın ve güçlü.

Bunu Milli maç trafiğinde, Avrupa’nın her hangi bir kentinde, ‘on binlerin desteği’ şeklinde görmek mümkün. Örgütlü kullanıldığında, sayısal ve siyasal olarak, büyük baskı grubu oluşturacak gurbetçi Türkler (Diaspora Türkleri) ticaretten sosyal hayata, spordan uluslar arası sorunlara kadar birçok konuda, ‘çözüm aracı’ olabilir.

Bu gün, Ermeni Diasporası’nın en etkin olduğu ülkelerden biri Amerika’dır.

Amerika, Ermeni Diasporası’nın ağzına bakmaktadır. Türkiye’nin operasyon yapacağı ilk ülke Amerika’dır. Dolayısıyla, Amerika’da en büyük görev, Pensilvanya’da konuşlanmış Fetullah Gülen ve Cemaat’ine düşmektedir. 17 Aralık kalkışmalarıyla, Ülke de gerginlik nedeni olan Fetullah Gülen, Türk Diasporası olarak atak yapmalı ve Ermeni Lobisi’ne tavır koymalıdır.

Bu olay, Cemaat’in, özüne dönmesi, Ülke insanıyla barışması için bir fırsattır.

Ülke içinde, bürokrasi’de kurulan kumpas, seçim atmosferinde, siyasi çıkar için muhalefet koalisyonunca desteklense de, genelde kabul görmemiştir. Partisiz siyasi aktör (darbeci zihniyet)olarak nitelenmektedir.

İnançları gereği bir araya gelenlerin oluşturduğu cemaat’e yakışan; Kuşatma ve kalkışma gibi ‘hoşgörü’ tanımına uymayan etkinlikler olmamalı.

Uzaktan kumanda yorumlarına neden olan ‘siyasi yapılanma’ fonksiyonuna ‘harakiri’ yapıp, tüm partilere açık, din’i irşat (aydınlatma) çalışması yapmasıdır.

Cemaat, içerde iktidar gömleğini çıkardığını, dışarıda Türk Devlet’ine karşı kurulan ‘Ermeni Kumpası’na karşı kesin tavırla göstermelidir.

Türk Devletinin güçlü, Türk Milletinin mutlu olmasını istemeyen, bir takım iç ve dış mihraklar, tarihte olduğu gibi ‘dost’ görünüp, maddi destek ve şakşak ile kendi gayelerine hizmet ettirebilirler. Bu tezgâhlara gelmemelidir.

SONUÇ:

Yurt dışında yerleşik Türk insanı, gurbetçi Türkler (Diaspora Türkleri), Ülkesinin içinde bulunduğu ‘Sözde soykırım’ iftiralarına karşı ilgili ve bilgili olmalıdır. Bu gün Dünya’da ‘diaspora‘ hareketi açısından, sayısal bir gücü olmamasına rağmen, Yahudi ve Ermeni lobisi(Diasporası), çok etkin çalışmaktadır. Türk Diasporası da dünyanın en etkin üç Diasporasından biri olabilir. Bunda, Devlet’in özellikle öne çıkması ve dış dünyadaki insanlarımızı, örgütlemesi şarttır.

Birçok konuda ‘sessiz kalma’ efendilik olarak değil, korkaklık olarak algılanmaktadır.

Dik durmak, hakkını savunmak, hakkını dünya’nın her yanında birden savunmak, baskı unsuru yaratmak, dünya da geçerli akçedir.

Elbette Barış ve diyalog… Ama Önce dinler ve Ülkeler arasında değil, kendi aramızda...