Hem okul yolum, hem de oyun yolum olduğu için bölgeyi iyi tanırım. Şimdiki bilgim o yıllarda olsaydı daha farklı bakar ve daha detaylı inceleyip gözlemlerdim, o yaşlarda bölgenin, Zonguldak tarihinin bir bölümünü kapsadığını bilmediğim için sadece yaşam alanım olarak hafızamda kaldı. Oysa o yıllarda tarihin izlerini henüz kaybetmemiş ve orijinal halini daha iyi koruyordu. Bugün aynı yerler tarihin izlerini barındırsa da zamanda değişime uğramış.

İskele polis karakolu yanından eski Müessese Müdürlüğüne çıkan işlek merdivenlerin sonu Yayla Konağı önünden Yayla Kavşağına bağlanıyor. Şimdi de kullanılsa bile eskiden en işlek yaya yoluydu. Hem Şehir Stadı, hem hastane ve Fener okullar bölgesini çarşıya bağlayan kestirme yaya geçişiydi. Limandaki İşçi Müdürlüğü binası arkasından, Çarşı Polis Karakolu’nun yanından başlayan merdivenler, Teneke Mahallesinin yanından geçip yukarıda Direk İşleri Müdürlüğü ve lojmanların önünden EKİ (Ereğli Kömürleri İşletmesi) (Eski) Müessese Müdürlüğü’nün önüne çıkar. Müessese Müdürlüğü’nün karşısında, EKİ resmi araçlarının park alanı, şoför salonu ve hemen onun altında iki katlı uzun bina vardır. Uzun bina etrafındaki ağaç ve bitki örtüsü sebebiyle görünür değildir, alt katında EKİ Personel Müdürlüğü, üst katında EKİ Hukuk Müdürlüğü yıllarca çalıştı. Uzun bina dahil etrafındaki binalarının çevresinde ve bağlantı yolları üzerindeki estetik parmaklıklar ve peyzaj sanatının ustaca uygulandığı yemyeşil bakımlı çimler ve rengarenk çiçeklerin sergilendiği bahçeler vardı. EKİ’nin bekçileri çevreyi, bahçıvanları da çiçek ve bahçeleri korur yaşatırlardı. EKİ Fener şantiyesi de şimdiki liman adliye sarayı arazisinin üstünde olduğu için çevre binalar ve yollar sürekli bakım yapılarak korunurdu.

Geçmişte bu binalar ve sokaklarından geçerken tarih gözlüğüm takılı olmadığı için mazisini bilmeden,  görmeden geçmişim. Şimdi tarih gözlüğümü takınca daha net görüyorum ve anlıyorum. Merdiven başındaki Zonguldak Spastik Çocuklar şubesi, eskiden papazın eviydi, hemen önünden yola çıkınca şimdi Elektrik kurumundan Milli Eğitim Müdürlüğüne devredilen eski EKİ Umum Müdürlüğü binası ve biraz daha eskiye gidersek Fransız Hastanesi olduğunu gözlemleyerek geçiyorum. Alt yolda kalan ve bahçesinde oyun oynadığımız EKİ Personel Müdürlüğü binasının çok daha evvel Fransız Kız Okulu olduğunu ve bugün Sağlık Müdürlüğü olarak çalıştığını görüyorum, hemen önünden beyaz kireçle boyanmış çitlerin ve arkasındaki sıralı bahçeli lojmanların arasından geçerek Kömürspor Kulübü’nün yanından Fener Mahallesine çıkan dik merdivenlerden Ekonoma’ya gidiyorum. Bütün bu bostan bahçeli evlerin aslen Fransız Mahallesi’nden geride kalanlar olduğunu tarih gözlüğümle ancak görebiliyorum. Fransız evlerinin ve mahallesinin büyük bir bölümü artık yok. Yerlerini Beyaz Saray - Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) Genel Müdürlüğü binası ve sahile bağlanan beton ve asfalt yollar aldı…

1946 ile 1976 yıllarında Zonguldak’ta yaşamış Belma Muratoğlu’yla konuyla alakalı bilgi alışverişimiz oldu. Belma hanım eski Zonguldak’la ilgili unutulmuş bir çok detayı bizimle paylaşıyor. Son mesajlaşmamız Fransız Hastanesi ve Fransız Kız Okulu’yla alakalı. Yaşadığı ve büyüklerinden duyduğu bazı anekdotları paylaştı.

Belma Muratoğlu’ndan gelen posta:

“Dedemin babası Alaplı’dan gelip Zonguldak’a yerleşen ilk ailelerden… Dedem 1882 doğumlu. Zonguldak’ta doğduğuna göre ailesi 1870’li yıllarda gelmiş olabilir. Eyüp çavuşlar diye anılıyor. Onlardan sonra Ahmet Aliler (Barlı ailesi) daha sonra da Lâz Eminler.

Daha önce yazmıştım. Dedem 1925-26’da Zonguldak Belediye başkanlığı yapmış (Eyüp Çavuş Zâde Ahmet Hulusi (Erman) Bey). Ben de 1946-1971 yılları arasında Zonguldak’ta yaşadım. 1946’da babam genç yaşta vefat edince annem İstanbul’dan, Zonguldak’a çocuklarını alıp ailesine dönmüş... Dedemin vefatından sonra nüfusa kayıtlı olduğum yere tekrar geri döndüm. Büyük dayımın Mektepler Pazarı adında bir kırtasiye dükkânı vardı. (Mustafa Zeki Erman) Bir zamanlar Emniyet otobüsleri işletmeciliği yapan, sonra da Oto Emniyet adı altında parçacı dükkanı olan İbrahim Usman ve oğulları Annemin hala oğlu ve torunlarıdır.

Fransız Hastanesi ve Fransız Kız Lisesi ile ilgili anımı aktarmam gerekirse; Limandan yukarı Fener Mahallesine çıkan merdivenlerin başında bahçe içinde bir bina vardı. Annem oraya papazın evi derdi. Yola tam çıkınca Büyük bir bina vardı. Eskiden Fransız hastanesiymiş, sonraları EKİ Umum Müdürlüğü binası oldu. O binaya “Hollerith” denirdi. Çok kadın sekreter çalıştığı için laf döndürülüp “Hollywood” diye anılırdı. Bu arada Hollerith’in delikli kart olduğunu öğrendim. Her halde bu binada bir şekilde kullanıldığı için, bina da bu adla anılıyordu. Bazen yolda atılmış, bu delikli kartlardan görürdüm ve ne işe yaradığını da bilmezdim. Zonguldak’ta o yıllarda hanımlar arasında kabul günleri çok yapılırdı. Yakınları Umum Müdürlük binasında çalışan hanımlardan duymuştum bu “Hollywood” ismini. Ancak yaygın olup olmadığını bilmiyorum. Hanımlar arasında espri konusu da olabilir tabi…

Hemen karşısında yolun altındaki büyük bina da Fransız Kız Okulu’ydu. Annem Fener Mahallesinde bulunan Fransız Kız Okulunda iki yıl okumuş. Okul 1936 yılında öğrencisizlikten kapanınca, başka okula gitmiş. Kız Okulu EKİ Umum Müdürlük binasının önündeki yolun alt kısmında büyük bir binada yer alıyormuş. Annem, yoldan geçerken gösterirdi. Sınıfında 5 öğrenci olduğunu söylemişti. Ondan sonra da okul kapanmış zaten. Aile büyüklerinden de Üzülmez tarafında Fransız Erkek Okulu olduğunu duymuştum…(Belma Muratoğlu-28 Mart 2023)

………….

Yerli Hollywood diye anılan bina aynı dönemlerde film sahnesine mekan olmuştu. 1951 yılında çekimleri Zonguldak'ta gerçekleşen, 1955 yılında vizyona giren başrollerinde Belgin Doruk ve Muzaffer Tema'nın paylaştığı "Ölüm Korkusu" sinema filmi sahnelerinde EKİ Umum Müdürlüğü binası set olarak kullanılmıştı.

Eski fotoğraf karesi; bina girişinde çekilen film sahnesinden...

Fransız Hastanesi ve Kız Okulu; eski adı Fransız Mahallesi, Zonguldak Yayla Mahallesi sınırları dahilinde bulunan 1910 başlarında yapılan ikiz yapılar… Bu yapılar ilk olarak Fransız Hastanesi ve Fransız Saint Genevieve Kız Okulu olarak inşa edildi. Fransız Hastanesi şimdi Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesine katılarak Olgunlaşma Enstitüsü olarak açılacak. Fransız Saint Genevieve Kız Okulu ise şimdi Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü olarak hizmet veriyor.

Bu yapılar Zonguldak tarihinin en eski yapıları olma özelliğine sahip. Bulundukları yerde tarihi izleri taşımaya devam ediyorlar…

………….

ZONGULDAK SAİNT GENEVİÉVE KIZ VE SAİNT BARBE ERKEK FRANSIZ OKULLARI...

Fransa’nın Zonguldak’ta Okul Açmak İçin Gerçekleştirdiği İlk Girişim

Zonguldak’ta Fransızların okul kurmak amacıyla ilk girişimleri, maden şirketinin kurulduğu dönem olan 1896 yılına denk gelmektedir. Ancak bu girişim okulun varlığını gizlemek amacıyla bir otelin kuruluşu biçiminde gösterilmeye çalışılmıştır. Zonguldak’ta yaşamakta olan Fransız papazları ilk olarak, bu binanın kendi konaklamaları için inşa edildiğini iddia ederler. Okul olduğu anlaşılınca ruhsat alma gerekliliği ortaya çıkar. Gerekli müracaatı gerçekleştiren papazlar istedikleri ruhsatı alamazlar. Çünkü okulun kurulmak istendiği yer, yabancı ve gayrimüslim nüfusu bakımından, bir yabancı okul açılabilmesi için uygun değildir.

Her ne kadar ruhsatsız bir okula açılma izni verilmeyeceği biçiminde resmi yazılar gönderiliyorsa da papazlar hiçbir şekilde geri adım atmazlar. Zonguldak’ta girişimde bulunan papazların yanına üç rahip daha gelerek söz konusu oteli okula çevirmek için gerekli olan taşları getirterek planladıkları tamirat için uygulama yapmaya başlarlar. Bu tamiratı gerçekleştirdikten sonra da eğitime başlayacaklarını rahatlıkla ifade ederler. Her ne kadar okulun açılmasına müsaade edilmeyeceği kendilerine bildirilmişse de “Başkent İstanbul’da bulunduğu sırada Fransız Sefareti müsteşarına müracaatında tedrisat devam olunmak icab edeceğini cevaben kendisine beyan olunduğunu” ifade ederler.

Fransız papazların okullarla ilgili attığı hemen her adım devlet tarafından önlenmeye çalışılmıştır. Özellikle üzerinde durulan konu, okul açılmak istenen o bölgede yabancı nüfusun az olduğu ve izinsiz okul açılamayacağıdır. Ancak bu gibi ifadelerin bulunduğu belgelerin gönderilmiş olması, papazları durdurmaya yetmemiş ve Fransız Sefareti’ni de arkalarına almak suretiyle okul ile ilgili faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

1903 yılına gelindiğinde Zonguldak’ta Fransızlara ait iki manastır ve iki okul ile karşılaşmaktayız. Resmi ruhsata rastlamıyor olsak da Cizvit papazların okul kurmayı başardıkları anlaşılmaktadır. Okul yaptıkları mahalde binanın bir katına bir de çan ekleyip kilise yapmışlardır. Ayrıca Fransızlara ait bir de hastane vardır. Fakat kilise ile hastane birleşiktir. Kız ve erkek çocuklar için kurulmuş okul da tek bina içerisindedir.

Mütareke döneminde faaliyetlerine devam ettiği anlaşılan okul 1922 yılında birçok kez kapanıp yeniden eğitim ve öğretime devam etmiştir. 1923 yılında da dini faaliyetlerine devam eden, Ermeni bir papazı öğretmen olarak okulda göreve başlatan okul, söz konusu öğretmenin Türk ve Müslüman öğrencilere din dersi vermesi gerekçesiyle aynı yılın yaz tatili süresince kapatılmıştır. Bir sonraki ders döneminde okul faaliyetine yeniden başlamıştır. I. Dünya Savaşı nedeniyle ruhsatını kaybeden söz konusu iki okul, yeni düzenlemelerle 1/1 numaralı ruhsatnamelerini 2 Kasım 1924 tarihinde almıştır.

Okul binaları, eğitim vermek amacıyla özellikle okul olarak inşa edilmişlerdir. Her ikisi de iki katlı kâgir binalardır. Erkek okulu, 1924-1925 ders yılında 19 odalıydı. Kız okulu ise 12 odalıydı. 1925-1926 ders yılında ise erkek okulunun 12 odası ve kız okulunun 11 odası kullanımda görülmektedir. Sağlıklı bir ortama sahip, yeterli içme suyu olan, idari ve öğretim eşyalarının yeterli olduğu okullardı. 1925-1926 ders döneminde okulun jimnastik salonu mevcuttu. Spor eşyası ve müzik aletleri yeterliydi. El işleri malzemeleri ise kısmen vardı. Kız okulunda jimnastik salonuna ek olarak müzik odası da vardı. Erkek okulunun kütüphanesi zengin iken, kız okulunun kütüphanesi asgari miktarda esere sahipti.

Saint Geneviéve Fransız Kız ve Saint Barbe Erkek Okulun Kuruluşu ve İdaresi

Saint Barbe Erkek Okulu Fransız Assomption rahipleri tarafından 1897 yılında, On Temmuz Mahallesi’nde kurulmuştur. Saint Geneviéve Kız Okulu’nun kuruluş tarihi ve bulunduğu yer ile ilgili, Osmanlı Arşivi belgelerinden iki farklı bilgiye rastlamaktayız. Bir bilgiye göre erkek okulunun kurulduğu yıl olan 1897 tarihinde Meşrutiyet Mahallesi’nde, başka bir belgeye göre de 1898 yılında Palato semti, Mithat Paşa Mahallesi’nde kurulmuştur.

I. Dünya Savaşı yıllarında savaş nedeniyle okul kapanmıştır. Bu savaşın öncesinde okullar ruhsatlarını da almıştır ama savaş yıllarında kaybolmuşlardır.

Okul öncelikli olarak Ereğli Şirketi’nde görev yapmakta olan kişilerin çocuklarının eğitimi için faaliyettedir. Eğer erkek okuluna Ereğli Şirketi çalışanlarının çocuklarından hariç bir çocuk kabul edilecekse; altı yaşından on altı yaşına kadar, şirket elemanının çocuğu ise, sekiz yaşından yine on altı yaşına kadar olmalıydı. Kız okuluna ise; dışarıdan beş buçuk yaşından on altı yaşına kadar, şirket elemanlarının çocuklarından da yedi yaşından on altı yaşına kadar öğrenci kabul edilirdi.

Zonguldak maden bölgesini ele geçiren Fransızlar döneminde hem şirket vasıtasıyla hammadde elde etmiş ve hem de okul vasıtasıyla misyonerlik faaliyetleri ile de varlığını sağlamlaştırmaya çalışmıştır. Okulun hem kız hem erkek bölümlerindeki idareciler ve öğretmenler din adamıdır. Bu kadrolara Cumhuriyetin ilanından sonra Türk öğretmenler katılmıştır. Okulda dini eğitim baskındır. Devletin koyduğu kurallara karşı durarak ve ona karşı hareket ederek eski zamanların esnek yapısına kavuşmak istemiştir. Osmanlı Devleti döneminde olduğu gibi öğretmenlerini yönlendirmek istemiş ve verilen dersleri kendi istediği içerikle vermek arzusunda olsa da buna izin verilmemiştir. Yeni hükümetin bağımsızlığına ve onun varlığına da saygı göstermeme konusunda da bir girişimiyle karşılaşıyoruz. Ancak okulun öğrenci miktarının çok olmamasından olacak ki 1935-1936 ders döneminden sonra önce erkek okulu, 1936-1937 ders döneminden sonra ise kız okulunun faaliyetleri son bulmuştur.

(Bölüm: Tuğba ÇALIŞKAN’IN Bayram AKÇA danışmanlığında hazırladığı, “Cumhuriyet Döneminde Azınlık ve Yabancı Okulları 1923-1980” adlı doktora tezinden alıntı)

Yüksel Yıldırım-29 Mart 2023