Kent merkezine indi! Kent merkezine indi!

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Nuri Bingöl, “Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi mümkün. Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, Zonguldak’ta önceki gün meydana gelen madendeki göçük olayını hatırlatarak, maden ocaklarındaki risklere değindi. 
Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Bingöl, “Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir. Öncelikle mekanize yöntemlerin tercih edilmesi, insan gücünün asgariye indirilmesi ile bu seviye yakalanabilir. Bunun ötesinde ise teknik önlemlere baş vurmak; çok iyi bir havalandırma, gaz ölçüm cihazları ile anlık denetleme, çok az riskli durumlarda bile işi durdurma ve madeni boşaltma, teknolojik sonar ve radar gibi cihazlar ile sondajları destekleme, tahkimatları sağlamlaştırma, zemin etütlerini daha sistematik yapma gibi önlemler bunlardan bazılarıdır.” dedi.


KÖMÜR MADENLERİNDEKİ EN ÖNEMLİ TEHLİKE; PATLAMA!
Dr. Nuri Bingöl, maden ocaklarındaki tehlikelere atıfta bulunarak, şu bilgileri verdi:
“Maden ocaklarında, özellikle kömür madenlerindeki en önemli tehlike patlama tehlikesidir. Kömür madenlerinde metan gazı jeolojik formasyon olarak kömür yataklarında boşluklarda birikerek bulunur. Ve kömür çıkarma işlemleri esnasında açığa çıkarak patlayıcı atmosferler oluşturur. Aynı evinizde doğalgazı mutfakta yanmadan açık bırakmak ve doğalgazın ortama dolması misali. Herhangi bir tutuşturucu kaynak ile de bu bir statik elektrik veya mekanik kıvılcım bile olabilir, patlama riskine sahip olur. Bu yüzden online anlık metan ölçümü çok önemlidir.”
ESKİ TAHKİMATLARIN KONTROLÜ VE GÜÇLENDİRİLMESİ GİBİ ÖNLEMLER ALINMALI
Göçme tehlikesinin bütün yeraltı ve bazı yerüstü madenlerinde bulunduğunu ifade eden Dr. Nuri Bingöl, göçük risklerini şu şekilde anlattı:
“Tahkimatların sağlam yapılmaması, zamanla eski kuvvetini sağlayamaması nedeniyle ve bazen de yeraltı veya yerüstü su baskınları nedeniyle (Ermenek’te olduğu gibi) göçük riskini taşırlar. Denetlemeler, eski tahkimatların kontrolü ve güçlendirilmesi gibi önlemler alınabilir. Madenlerin en az iki girişi olur. Göçük riskine karşılık acil durumlarda ulaşılabilecek ekstra girişler planlanarak oluşturulmalıdır. Acil durum tatbikat ve yönetimi de önem taşır.”
BAZI BÖLGELERDE AİLE MESLEĞİ HALİNE GELEN MADENCİLİKTE EĞİTİM ŞART
Bazı bölgelerde aile mesleği haline gelen maden işlerinde eğitimin önemine vurgu yapan Dr.  Nuri Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeterli eğitimi olmadan bu işlerde çalışma yapılmaz. Fiziki koşulları elveren kişiler ön eğitimden geçirilerek işe başlatılır. Bu eğitimler içinde iş güvenliği eğitimi ön planda yer alır. Bu eğitimler ayrıca periyodik olarak yılda en az 3 kere devam eder, etmelidir. En az yılda 1 kere, hatta 2 kere acil durum tatbikatları yapılmalıdır. Bu eğitimlerin yanında tecrübe de risklerin azaltılmasına yardımcı olur.  Aile mesleği haline geldiği için yakınlarından, hatta komşularından veya eski çalışanlardan edinilen bu tip tecrübeler, olası riskler konusunda hassasiyet gösterilmesini sağlar. 
Risk çoğaldığında yapılacak iş ve işlemler daha hızlı aksiyona geçer ve gerekirse iş durur, tahliye erkenden başlar. Bütün bunlara karşılık gelişen teknolojik imkanlardan da yararlanmak bu risklerin azaltılmasında veya yok edilmesinde büyük katkı yapmaktadır.”
DENETLEME İHMALİ; GÖÇÜKLERE, PATLAMALARA VE CAN KAYBINA DAVETİYE ÇIKARIYOR!
Madencilik işinin zorluklarına dikkati çeken Dr. Nuri Bingöl, “Yapılan madencilik işi dünyanın en zor ve meşakkatli bir o kadar da riskli işlerindendir. Tüm önlemleri almadan, riskli durumları ortadan kaldırmadan çalışma yapmak, eğitimleri aksatmak, denetlemeleri ihmal etmek göçüklere, patlamalara ve dolayısı ile can kaybına davetiye çıkarmak demektir.” diyerek sözlerini tamamladı.