Merve Kır mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen etkinlikte, geçmişte kadınlar ve çocuklar hakkında sarf ettiği ifadelerle kamuoyunun tepkisini çeken Nureddin Yıldız’ın konuşmacı olarak davet edilmesi, toplumumuzun temel değerleriyle bağdaşmamaktadır.
Kadınların ve çocukların haklarını hiçe sayan, şiddeti meşrulaştıran söylemlerin akademik bir ortamda yer bulması, üniversitelerin özgür ve eşitlikçi yapısına zarar vermektedir.
Bu bağlamda, öğrencilerin ve sivil toplum kuruluşlarının barışçıl protesto haklarını kullanmaları demokratik bir toplumun gereğidir. Ancak, protestolar sırasında yaşanan orantısız müdahaleler ve gözaltılar, ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Üniversiteler, farklı görüşlerin özgürce tartışıldığı, eleştirilerin dile getirilebildiği alanlar olmalıdır. Bu nedenle, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olayların tüm yönleriyle araştırılması ve sorumluların hesap vermesi gerekmektedir.
Yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri ve protesto haklarını kullandıkları için gözaltına alınan gençlerimize yönelik uygulamalar, demokratik hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Üniversite gençliği; toplumun vicdanı, eleştiren ve sorgulayan aklıdır. Onların sesini kısmak, aslında toplumun geleceğini susturmak anlamına gelir. Gözaltına alınan öğrencilerin 4’ü tutuklandı. Bu gençlerin demokratik haklarını kullanmaları asla suç olarak görülemez, aksine çağdaş Türkiye’nin en kıymetli göstergesidir.
Bir kez daha vurgulamak isterim ki; düşüncelerini özgürce ifade eden, eşitlik ve adalet talep eden gençlerimizin yanındayım. Onların demokratik haklarını savunma iradesi, bu ülkenin aydınlık geleceğinin teminatıdır. Gençlerimize yönelik baskı ve gözdağı politikalarını asla kabul etmiyorum. Hukukun ve demokrasinin gereği olarak gözaltına alınan öğrencilerin derhal serbest bırakılması çağrımızı yineliyorum. Ben, özgür Üniversitelerden, özgür düşünceden ve gençlerin cesaretinden yanayım."