Ne yalan söyleyeyim Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin’le pek hoşlaşmayız. Sebebini sormayın, anlayacağınız aramız limoniydi.
       Ta ki, gazetemizin yakışıklı muhabiri Umut Erses’in Rat evlerinin müzeleştirilmesiyle ilgili özel haberini okuyuncaya kadar. Birden bire kanım ısınıverdi başkana.
       Bilindiği üzere TTK  işçi evlerinin yapımına 1954'de Kozlu-İhsaniye, Üzülmez-Rat, Karadon ve Armutçuk-Kandilli'de  olmak üzere 1020 adet başlanmış,1960’da tamamlanmıştı.      
       Düşünüyorum da, çocukluğumun en özel günlerini Rat 1.duraktaki günümüzün dubleks denilen iki katlı şirin bir evde yaşamışım. İki katlı olduğuna bakıp 4,5 odalı ebeveyn banyolu olduğunu zannetmeyin. Tam tersi girişte kuzineli kümes kadar bir mutfak, merdivenle çıkılan üst kattaki salon ve giriş ile dış kapıya bağlı yatak odası. Aynı zamanda banyo olarak da kullanılan alaturka tuvalet.
       Dede ve ninelerin birlikte kaldığı en az yedi kişilik çekirdek aileler. Nasıl da mışıl mışıl uyurmuşuz, balık istifi şeklinde yattığımız yer yataklarında. Şimdiki yeni nesil çocukların ayrı oda, çalışma masası, araç gereçler, oyuncaklar isteme şımarıklıklarını hiç yaşayamadık.
       Hiç şikâyet etmedik.
       Bütün bu olumsuzluklara rağmen şimdikilerin hayal dahi edemeyeceği komşuluk ilişkileri kurduk, mutlulukların ve acıların paylaşıldığı derin dostluklar yaşadık bu kutu gibi evlerimizde.   
       Yaklaşık bir ay kadar önceydi, TOKİ projesinin uygulanacağı Rat’taki çocukluğumun ve gençliğimin en özel anılarını yaşadığım enkaza dönen evimi ve mahallemi gördüğümde isyan etmiştim.
       Sanki iş makinesi son yıkım darbesini evin duvarına değil de anılarımı sakladığım beynimin en özel lopuna vurmuştu.
       Geçmişte yaşanılan mekânlar,  kentlerin tarihi hafızalarıdır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin yöneticileri tarihi yapıları eskidi, işe yaramıyor diyerek yıkmazlar.
       Tarihi Zonguldak valilik binasını yıkarak yerine sözüm ona modern bina yaptığına inanan küçük beyinli mankafaları tanıdıktan sonra, 2.dünya savaşında Avrupa’nın bombalanan birçok başkentinde üç tarafı yıkılarak harabeye dönen tarihi binaları aslına uygun olarak tekrar yapıldığını gördükçe hayranlığımı gizleyememiştim.
        Bu karmaşık duyguları yaşarken kent konseyi başkanı anılarımızı tazeleme fırsatı bulacağımız Rat evlerinden birini müze haline getirmeyi önererek teklif etmiş, gerçekleştirmek için girişimlerde bulunmuş.
        Gel de saygı duyma.
        Şu andan itibaren yapılacak iş belli.
        Benim gibi anıları olan ve yok olmasını istemeyen bütün kişi ve kuruluşların hiç zaman kaybetmeden ve hiçbir karşılık beklemeden bu öneriye sahip çıkıp destekleyerek, sonuç alınıncaya kadar takip etmeliyiz.
        Çünkü;
        İyi ya da kötü geçen ömrümüze acıyoruz.
        Hiç olmazsa yıkılan anılarımıza acımayalım.