Mesleki hayatımda Erzincan, Büyük Marmara Depremi ve de dünyaya canlı duyurduğum Düzce depremini yaşamış bir gazeteciyim…

Şimdi bir anlamda sahada olmayan izleyici gazeteci olarak merkezi üstü Kahramanmaraş depremini yaşıyoruz…

Kahramanmaraş depremi 10 ili ve 13.5 milyonu insanımızı kapsayan en büyük depremlerden birini yaşıyoruz…

Depremin ilk saatlerinden bu yana gelişmeleri yakından takip ediyorum…

Mucize kurtuluşlar yaşanıyor…

Yeni kuşak ve yeni kuşak medya mensupları, geçmişteki depremleri yaşamadığı belli…

İnsan kurtarmak için oraya giden herkes elleri öpülesi insanlardır…

Ancak bu işi en iyi bilen maalesef sadece Madencidir…

17 Ağustos 1999 Marmara depreminde dönemin Valisi bölgeye Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığından talimat gelmediği için, üç gün sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kurtarma ekiplerini göndermişti.

Orada kurtarma konusunda bilgi birikimi hiç olmayanlar yüzünden binlerce yüzlerce insanımız can vermişti…

12 Kasım 1999’da ki Düzce depreminde TTK Armutçuk (Kandilli) Müessese Müdürlüğü talimat beklemeden Madencileri olay bölgesine sevk etmişti…

Ve Madenci yüzlerce insanımızı kurtarmıştı…

6 Şubat 2023 Saat:04.17’de Kahraman Maraş’ta meydana gelen ve ardından ikinci büyük ve de 10 ili kapsayan büyük deprem meydana geldi…

Yine Zonguldak olarak çuvalladık…

Depremi öğrenir öğrenmez İlgili ve yetkilileri sabah 08.00 gibi aradım…

Marmara depreminde 1.5 yıl görev yapmış insan olarak, TTK ve Özel Maden Ocaklarındaki tüm işçileri bölgeye sevk edilmesi gerektiğini söyledim…

Dünyada kurtarma konusunda en uzman ve en deneyimli olan sadece ve sadece Maden işçisi…

TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu, Genel Müdür Yardımcısı Fazlı Uncu sabahın erken saatlerinde kurtarma ekiplerini hazırlamıştı…

Genel Maden-İş’e lafım yok…

Ancak; Bu işlerden anlamayan bir Vali var…

Anlamış olsa; TTK’dan yeterli sayıdaki madencileri, Özel sektörden yeterli madenciyi, Emekli olmuş yeterli madenciyi ve ruhsatsız sahalardaki madencileri bölgeye sevk edebilirdi…

AFAD veya UMKE sağlık müdahalesi konusunda bilgili olabilir…

Ancak madenci ölü ya da diri, enkaz altından çıkarma konusunda Türkiye’nin en deneyimli insanı…

Hiçbir AFAD’cı veya UMKE’ci evlerinden sabah işe giderken ailesinden helallik almaz…

Ama Madenci evden çıkarken ailesinden helallik alır…

Deprem kuşağında olan bir Ülkedeyiz…

Bu ülkeye kömür madeni ve madenci lazım…

Madenci diğer kurtarma ekipleri gibi “Acaba ölür müyüm?” diye düşünmez…

Çünkü; Madenci evden çıkarken helallik alan insan…

Diğer kurtarma ekipleri gibi alkışta beklemez…

Madenci yerin altından da yerin üstünden de girer yine canlıyı çıkarır…

TV Spikerleri; Nereden bilsin domuzdamını, Nereden bilsin sarmayı, Nereden bilsin Kamayı, Nereden bilsin tahkimatı… Nereden bilsin lağımı…

Onlar arından girer diğer yerden çıkar…

Türkiye’nin enerji ve sanayisini kuran TTK’yı kapatacaklar…

Durun ve düşünün…

Deprem kuşağında olan Türkiye’de bu kurtarma işini kim yapacak…

Madenci bölgeye yine gecikmeli ve eksik sayıda gönderildi…

Bunun vebali… Erzincan, Büyük Marmara ve Düzce depremindeki gibi yine sizin beyler…

Yani Sayın Vali senin… Eski Valiler gibi…

Maraş depreminde enkazda kalan canlıların ölüm vebalinden diğer ihmalkarlar gibi sizlersiniz…

***

İmar Hırsızları ve onların ortaklar siz suçlusunuz!

Büyük Marmara depreminde Sakarya’da Belediye Meclisi 4 katı, 6 kata, 6 katı, 9 kata çıkarmak için çalışma başlatmıştı…

17 Ağustos’ta kaçak ve imara uygun olmayanlar yerle bir olmuştu…

Bolu, Düzce, Sakarya, İzmit, Yalova, Bursa, Eskişehir ve tüm Marmara bölgesinde kaçak ve imara aykırı binalar yerle bir olmuştu…

Şu an; 10 İlimizi kapsayan deprem bölgesi imar konusunda fikir sahibi değilim…

Ancak yaşadığımız bölgeye bakmalı…

Zonguldak’ta birçok belediye imar yolsuzluğuna karışmış ve inanılmaz kat müsaadesi yapmış durumda…

İlin Valisi, İlin Çevre, Şehir ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Belediyeler ve bu işleri görmezden gelen Adliye başta sorumlu…

STK’lar ve Meslek Odaları da bir o kadar sorumlu…

İmar Aflarını çıkaranlarda bir o kadar sorumlu…

Bir kişi enkazdan sağ çıkarıldığı için ona seviniyoruz…

Bu İmar vurgunu, yolsuzluğunu yapanlara göz yuman ve rant elde edenlere göz yumacağız…

Sonrada ne oldu diye soracağız…

Bakın Tatoğlu Plaza nereye yapıldı…

Dere yatağına…

12 Katlı İş Merkezi gibi…

Şimdi Merkez Çarşısına 12 kat ruhsat vereceğiz…

Sonra ah vah diyeceğiz…

Hepsi dere yatağında bunların…

***

Çocuklar üşüyor!!!

Anneler-Babalar ağıt yakıyor…

Çocuklar üşüyor…

Siz hala YETKİNİZİ kullanmıyorsunuz!!!

O Çocuklar, O aileler bizim…

Sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum…

Neden neden tüm Madencileri zamanında yollamadınız???

Orada sizin yakınınız mı??? Olması mı  gerekiyordu…

İnanın devlet hiyerarşisi sizi engellemezdi…

Siz neden 10 bin madenciyi kurtarma ekibi olarak yolladınız diye sormazdı…

Bakın orada insanlar çığlık çığlığa…

Üşüyorlar… Hatta enkazda donuyorlar…

Sizin vicdanınızı seveyim!!!

***

Birlik zamanı…

Ha kıyaslama yapılırsa 1999 Marmara depreminde Başbakan TRT’nin araç telefonu ile bölgeye ulaşmıştı…

Sakarya’dan üç gün sonra haberi olmuştu…

Gelen yardımlar yağmalanmıştı…

Deprem vurguncuları sadece fatura karşılığı devleti soymuştu…

Daha çok örnekleri var bizim heybemiz de…

Şimdi o-bu mevzusu yapılmamalı…

Türk Milleti bana göre dünyanın en büyük milleti…

Millet olma olgusunu böyle facialarda gösteriyor…

Siyasi ve diğer hesaplaşmalar daha sonra yapılır…

Şimdi doğru ve mantıklı yardımlar sürmeli…

Kimse hatıra fotoğrafı çektirmek için oraya gitmesin…

***

O Psikoloji farklı…

Binlerce insan cesetleri görmüş insanım…

Yıllarca o psikolojiyi yenemedim…

Kendimi Düzce depreminde; “Ben İnsan mıyım… Yoksa Gazeteci mi???”

Her ikisiydim…

Görevim orada ki dehşeti yansıtmak, halkı bilgilendirmek ve orada lazım olan araç gereç konusunda dünyayı bilgilendirmekti…

O acıların hiç birini yaşamamışlar evde kıçınız ısınırken sosyal medyadan farklı farklı paylaşımlar yapmayın…

Yapa biliyor musunuz bir bebeğin sümüğünü silmeyi…

Sevgiyle kalın…