Ereğli’nin nahiyesi olan Zonguldak 1899 da  Ereğli‘den alınıp doğrudan Bolu’nun kazası oldu ve 49 köy Devrek’ten, 20 köy Ereğli’den ayrılıp Zonguldak’a bağlandı ve ilk kaymakam Süleyman Naifi Bey oldu.

Aynı yıl, yani 1899 da Zonguldak’ta “Belediye“oluşturuldu ve ilk Belediye Başkanı Elbasanlı Madenci Mehmet Lütfi Ulusoy oldu.

Belediyenin oluşumuyla birlikte Mezbahane ve Çöplük sorunları giderilmiş sayıldı.

Bunlar tarihten bildiklerimiz. Birde bizden önceki kuşağın bildikleri-gördükleri ile bizlerin yani 65 yaş üstü olanlarımızın bildiklerimiz gördüklerimiz var.

Örneğin, 1939 da Zonguldak çöplüğünün Kokaksu’da olduğunu o dönem Gaca Köyü (Kardeşler) Muhtarının köye gelen bir gazeteciye; “çöplerin çevreye çok kötü koku yaydığını, geceleri yaban hayvanlarının çöplük çevresinde dolaştıklarını ve köy ahalisi olarak hem kokudan hem yabani hayvanlardan rahatsız olduklarını ve bunu yazmasını istediğini” o güne ait gazeteden (İstanbul’da yayınlanan Son Posta Gazetesi -10 Mayıs 1939 Çarşamba) okuyoruz.

İnsanlar yaptıkları ile anılırmış, bizim kuşağın aklına Belediye Başkanı denince ilk önce Hüseyin Öztek (1968-1977) gelir. Neden? Çünkü Öztek zamanında yani 1968 ve sonrası yıllar Zonguldak mahallelerine ve mahalle aralarına yollar açıldı, hem de o günün koşullarında. Aynı yıllar, Arnavut kaldırım taşları döşeli Zonguldak cadde ve sokakları ilk defa yine Öztek zamanında asfaltlandı hatta muhalefet partileri, “ Öztek kolaycılığa kaçtı, parke taşları üzerine asfalt döktürdü, taşlara yazık oldu “ diye eleştirdiler. İkinci büyük asfalt-yol çalışması Zeki Çakan (1984-1989)döneminde yapıldı. Bu yıllar arasında, yıpranan asfaltlara devamlı yama yapılıyordu ama asfalt artık özelliğini yitirdiğinden yama da tutmaz olmuştu. Ben o yıllar TTK Kilimli bölümünde ocakta çalışıyordum ve Merkez Garajından kalkan TTK ya ait araçlarla işe gidip geliyorduk. Servis otobüsümüz bir kamyondan bozma idi ve tahta sıralı oturaklar vardı. Ağır tonajlı kamyon olduğu için 3-5 ton yük ile birlikte giderken hiç sarsılmayan Servis otobüsümüz bizleri taşırken ufak bir çukurda-tümsekte zıplıyordu. Çukur biraz derinse zıplama anında özellikle arkada oturanlarımızın başı çok defa tavandaki ağaç karkaslara vuruyordu. Kısacası Zonguldak’ın yollarının tümü bomba atılmış gibiydi. İşte böylesi bir dönemde Sayın Öztek zamanında açılan ve sonrası hiç çalışma yapılmayan yollar dahil kent merkezinde beton yol kaplaması ile asfalt çalışmaları başladı. Zonguldak Kilimli yolu da asfaltlanmıştı. Birkaç gün önce ufacık bir çukurda bile hopladıkça midemizi ağzımıza getiren çukurlar kaybolduğundan tabii ki hoplayıp zıplamalarda durmuştu. Yeni dökülen asfalt üzerinde hiç sarsıntısız giderken aramızdaki iş arkadaşlarımızdan biri” Ulan Allah razı olsun şu Çakan’dan, yolları ne güzel yaptı, insan gibi gelip gidiyoruz” deyince yine aramızdaki iş arkadaşlarımızdan birisi hiddetli bir şekilde “ Yaptırdı tamam sağ olsun ama bu işten kimler ne kadar para yedi biliyor musun?” diye bağırınca araç içindeki iş arkadaşlarımızdan birkaç kişi aynı ağızdan       ” Ulan yediyse helal olsun. Bundan öncekiler yolu yapsaydı onlarda yeseydi” diye bağırınca ortalık yeniden sakinleşti.

Şimdiki büyük miktardaki asfalt-beton ve parke yol çalışması Zonguldak’ın gördüğü en büyük kent merkezi yol çalışması. Peki, daha önceki Başkanlar döneminde hiç mi çalışma yapılmadı? Haklarını yemeyelim onların zamanında da yol çalışmaları oldu ama bu üç dönemdekilerden fazla olduğunu sanmıyorum.

Temennim o ki, harcanan büyük emek ve bizimde cebimizden çıkan-çıkacak maddi değerler birkaç ay sonra Telefon, Elektrik, İçme suyu, Atık su, Gaz boru hattı vb. vb. nedenlerle tekrar tekrar kesilip-kırılıp-delinip heba edilmesin.

Belediye ve diğer kurumlara eleştirilerimiz her zaman saklı olacaktır ama iyi şeyler yapılıyorsa onun da iyi olduğunu söyleyeceğiz.

Devlet memurluğunu üzerinden tam atamayan ve halen zaman zaman kendini devlet memuru sanan Belediye Başkanımız Sayın Muharrem Akdemir’e ve ona yardımcı olanlara kent yaşamına sundukları katkı nedeniyle bu kentte yaşayan bir birey olarak teşekkür ederim.