Zonguldak Tarihi ile ilgili son 20 yılda yayınlanan eserlerin hemen hemen tamamını “Alaylılar” yayımladı. “Mektepli” dediğimiz Üniversiteliler-Akademisyenler de tabii ki onlarda boş durmadı. Birçok akademisyenin bitirme tezlerinin Zonguldak Tarih, Sanat, Kültürüne büyük katkılar sunacak nitelikte olduğunu biliyorum, Ama ne yazık ki hepsi de karanlık bir odada raflarda bekliyor.  

Umudumuz o ki BE Üniversitemizin yönetimi bunları dikkate alır, yeni yayımladığı “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Belgelerle Zonguldak” adlı eseri gibi Zonguldak tarihine-kültürüne zenginlikler katar.

1 Baskısı, Mayıs 2011 de “Truva Yayınları”ndan çıkan; Doğu Karaoğuz’un babası, Tahir Karaoğuz’u anlattığı, Zonguldak’ın karanlık tarihine ışık tutan “Kuvai Milliye Ruhuyla Bir Ömür” kitabı aynı yıl Bülent Ecevit Üniversitesinde okuyucu ile buluştu.

Yine,1 Baskısı 2013 de “Sincan Matbaa”sında yapılan ve B.E. Üniversitesinin değerli hocaları Mustafa Yüce ve Yücel Namal’ın yayımladığı “Cumhuriyetin İlk Bağış Okulu Mehmet Çelikel Lisesi” adlı eser okuyucu ile buluştu. “Mehmet Çelikel Lisesi “adlı eser de; Zonguldak tarihine birçok belge sunarak ışık tutan eserler arasında yerini aldı.

Her iki eser de üniversite hocaları ve üniversitenin dolaylı katkılarıyla yayınlanmasına rağmen üniversitenin Zonguldak tarihine yönelik yayımlanmış bir eseri yoktu.

B E Üniversitemizin Değerli hocaları, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yüce ve Osmanlıca /eski yazı bilgisine sahip okutman Yücel Namal; 2013 Temmuz’da B E Üniversitesinin ilk yayını olma özelliği de taşıyan ,“Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Belgelerle Zonguldak” adlı eserle az da olsa bu boşluğun doldurulmasına önemli katkılar sundular.

Bir tarihçi-araştırmacı için birincil kaynak elinde bulunan “Belge”dir. Bir araştırmacı elindeki belgeyi yazılı bir eserde kullanmışsa bir sonraki araştırmacı bunu kaynak olarak kullanır. Bir konu ile ilgili belge bulunamadığı durumlarda sözlü tarih çalışmasında ele alınan veya anlatanın söyledikleri belgeler ortaya konulana kadar geçerli sayılır. Kısaca “Belge” ,“Kaynak”’tan çok daha önemlidir.

Örneğin; Zonguldak’ın yakın tarihini araştırırken aynı konuda verilen tarihler arasında çelişkiler gördüm. Bunun üzerine Zonguldak tarihi üzerine yazılmış hemen hemen tüm eserleri topladım ve eserler içerisindeki olaylar ve tarihleri yıl-ay ve gün sıralaması ile alt alta yazdığımda aynı olay-konu hakkında 8-10 ayrı tarih belirtildiğini gördüm. Aynı konunun anlatımı ve tarihler arasında önemli bir çelişki vardı. Elde belge olmadığından ilk yayınlayanı kaynak gösteren yazarlarda istemeden-tam araştırmadan bu yanlışlığın içine düştüler.  Bu yanlışlıklar içinde öyle önemli konular var ki siz istediğiniz kadar belge sunun, yanlışlık bir defa tarih litarütörüne girdiği için çıkartılması-düzeltilmesi çok zor, imkansız gibi. Bu şuna benziyordu, kırk kişi yan yana dizilip en baştaki yanındakinin kulağına “Karnım acıktı” diye bir cümle fısıldıyor ama bu cümle en sondaki kırkıncı kişiye ulaşana kadar “Karnını açtı” oluyor. Aslında bu oyun Anadolu’nun birçok yerinde oynanır ve adına “Trencilik” oyunu denir.

İşte Üniversitemizin katkıları ve değerli hocalarımızın emekleriyle ortaya çıkan bu eser içindeki orijinal belgeler nedeniyle çok önemli.

Bu Belgeler-tarihler neden çok önemli?

Örneğin; 07 Temmuz 1908 de Gelik ocağında yapılan bir işçi direnişi bazı kaynaklarda 14 Temmuz 1908 olarak gösteriliyorsa burada vahim bir durum var demektir. 07 Temmuz’da yapılan bir işçi direnişi aynı günlerde Balkanlarda 2 meşrutiyetçilerin-İttihatçıların desteklediği bir direniştir, çünkü 10 Temmuzda ikinci Meşrutiyet ilan edilecektir.

14 Temmuzda yani ikinci meşrutiyetin ilanı olan 10 Temmuzdan sonra yapılan bir işçi direnişi, 2 inci Meşrutiyete karşı yapılan bir direniş sayılır.  İşte aradaki bu 7 günlük zaman farkı Zonguldak tarihindeki birçok dengeyi alt üst edecek öneme sahiptir.

Mustafa Yüce ve başka değerli hocalarımızın elinde Zonguldak Tarihine yönelik birçok belge ve örneğin bunların içinde , “Zonguldak Tapu Tahrir Defterleri” olduğunu biliyorum, sanırım bunları açmanın zamanı geldi ama nedense tamamının açılmasından imtina ediliyor. Bu defterler açılırsa Zonguldak’ta “Mülkiyet sorunu” biraz olsun çözülür. Tabii yanında birçok soruyu da beraberinde taşıyabilir.

Üniversitemiz ve değerli hocalarımıza Zonguldak’ın; Tarih, Kültür ve sanatına yönelik çalışmalarında başarılar temenni ediyor ve yeni eserlerini bekliyoruz