Baret nedir?

“Baret” İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği açısından, ağır ve tehlikeli işlerde çalışan emekçilerin başlarına giydikleri sert plastikten vb. maddelerden yapılmış bir korunma aracıdır.

En yalın haliyle böyle tanımlanabilir baret…

Peki, “Baret” başka nedir?

Baret güçtür…

Baret güvenliktir…

Baret koruyucudur…

Baret korkudur…

Baret şeflerin, mühendislerin, müdürlerin başında bir başka durur, işçilerin başında bir başka durur.

Beyaz baret; genellikle işyeri amirleri giydiğinden bir tarafı, bir erki ve işverenin birçok yaptırım gücünü simgeler.

Kırmızı bareti İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili olan ve işyerinin güvenliğiyle emniyetini sağlayan birimlerde çalışanlar giyerler. Kırmızı baret bir işyerinde yaşanabilecek her türlü olumsuzlukta tutunacak bir dalı, insani yardımı ve karşılıksız fedakârlığı simgeler.

Mavi bareti elektrik, elektronik ve mekanik bakım işlerinde çalışan personel giyer. Mavi baret de; beden gücüyle çalışan işçiler için, beden gücüyle başaramayacağı işleri başarabilmeyi ve daha az yorularak daha çok iş yapabilmeyi simgeler.  

Sarı bareti ise maden ocağında hazırlık, kazı, üretim ve nakliyatla ilgili alanlarda çalışan işçiler giyerler.

Genellikle en zor ve riskli işlerde onlar çalışırlar…

Yerin altında yıllardır taş damarlarının arasında sıkışıp kalmış ve derin bir uykuya dalmış olan kömüre kazmacısıyla, domuz damcısıyla, tabancısıyla, ajöstörüyle ilk onlar ulaşırlar.

Ve yerin derinliklerindeki kömürü; dalmış olduğu derin uykudan uyandırıp, söküp alırlar sıkışmış olduğu taş blokların arasından!

Kömür yüzyıllardır dalmış olduğu uykudan uyandırıldığında, damarlarından kan ve ateş püsküren bir canavara dönüşür bazen…

Onu ehlileştirmek ve kontrol altına alıp insanlığın hizmetine sunmak ise; yılların birikim ve kültürüne sahip olan “doğa terbiyecisi” maden işçilerinin işidir.

Bir maden ocağında çalışan sarı baretliler sayıca çokturlar, bir köle gibi çalışmanın yanı sıra isyana ve kavgaya en yatkın olanlarda onlardır.

Sarı baretleriyle, öfkeli bir orduya dönüşüverirler çare tükendiğinde ve işçi sınıfı mücadelesinin fitilini ateşleyiverirler öncüleriyle buluştuklarında…

Beyaz baretlilerin temsil ettiği güç, kömür ateşinde eriyen demir gibi sıvılaşır ve bazen yalana, rüşvete sığınır karşılarında!

“BARET” kelimesi kimilerine bar-et, sömürü ve yeşil dolarları çağrıştırabilir.

Ve lüks mekanlarda yiyip içmeyi, kumar masalarını, bar, pavyon ve özel yatlarda eğlenmeyi çağrıştırabilir…

İşçiler ve emekçi halk için ise; Hayatı, emeği, ekmeği, dostluğu, dayanışmayı, kavgayı ve isyanı çağrıştırır!

Ve Baret;

Soma’da, Yatağan’da, Ermenek’te, Elbistan’da, Zonguldak’ta ve Gezi Parkı’ndan bu yana santrallerde, fabrikalarda, inşaatlarda, maden ocaklarında ve meydanlarda onulmaz bir açlık ve kasvetli bir ölüm sıkıntısını çağrıştırmaktadır.

Ve aynı zamanda da; “Haziran”laşan doğum sancısını, emekçi halkların üzerine çöken gerici faşist karanlığı dağıtacak hareketin umuda can verecek çığlığını çağrıştırmaktadır.

Sömürü düzeninin sahipleri ve hizmetkârları meydanlardaki baretlilerden, sarı baretli emekçiler ordusunun sınıfsal gücünün açığa çıkmasından çok korkuyorlar!

Ve bu gücün; Sol, sosyalist ve devrimci güçlerle buluşup birleşmesinden korkuyorlar!

Korkuyorlar ve eylemlerde giyilen işçi baretini de suç aletlerinden sayıp, hemen yasaklar kapsamına alıyorlar!

Yalan vagonlarından oluşan sahte demokrasi treninden “diktatörlük” durağında inenler; Sarı baretliler kendilerine dayatılan korku duvarını yıktıklarında ve sarayların kapısına dayandıklarında yaşayacaklar korkuların en büyüğünü…

Yeter ki; Bilgi, birikim ve her bir parçamızla birleşelim, eylemlerimizle Haziranlaşalım, emek cephesinde yeni bir umudu örgütlemek için çarpan yüreklerimizle harekete geçelim!