Ne zaman birileri plan bitene bir dur diyecek olsa durumdan memnun olan mutlaka iğneleyici bir söz buluyor. Biz bunları daha çok magazinleşmiş haberlerde toplumu daha çok sevgi aşılaması gereken büyüklerimizin, küçüklerine çıkar bakalım cebindeki cep telefonunu, görelim sözleri ile yaşıyoruz.

Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. Son 2 yılda durmak bilmeyen yeni yıl öncesi her gün rekor kıran döviz ve altın fiyatları, devamında 2021 enflasyonundan kaçırılan 1 Ocak 2022’ de gelen zamları yaşadık.

Asgari ücretli aldığı zammı cebine koyamadan faturalardaki fahiş fiyat artışlarına yetindirmeye çalışır dursun; sahi sizin cebinizde kaç paranız var?

Orta ölçekli işletmesi olan ve geliri ile çevremdeki orta ve orta üst seviyedeki yani evi, arabası, düzenli işi olan yakın dostlarımla sohbetimde ne ceplerindeki paranın değeri olduğu, ne de geleceğe dönük umutlarının kalmamış olduğuna şahidim.

Matematik yalan söylemez. Siz ne kadar rakamlarla oynarsanız oynayın 1 Kg patlıcan 40₺ olmuşsa işler hiç iyiye gitmiyordur.

Tam 20 ay öncesi ve bugünü karşılaştırdığımızda günlük yol ücretleri 5 katına çıkmışsa bu kokuşmuş ve ziyankâr, liyakatsiz siyasi çıkarlara acilen dur denilmesinin gizli olmayan göstergesidir.

“Millet, fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. ” .

Özetle ülkemizin içinde bulunduğu bu durum temel değerlerimize sahip çıkarak atlatacağımız, gelip geçici ama orta yaştaki yaşıtlarım için ömürlerinin tamamını etkileyen bir süreç olmuştur.

Akıl, Bilim, Ahlak değerlerimizi kaybetmeden, bunları kaybedenler ile yolları ayırarak; üreterek, daha çok ama en çok da akıllıca çalışarak bugünleri de atlatacağız.

Olur ya unutursunuz memlekette ne olduğunu? Ay sonunda cebinizde kaç para kalıyor, bunu hesap edip, yeniden bir düşünün derim.