“Kuran-ı Kerim’de adı geçen ay ramazan ayı, tek gece ise kadir gecesidir. Kadir gecesi azamet ve şeref gecesidir. Bu gecedeki ilahi ziyafet kurani sofraya başta Cebrail aleyhisselam olmak üzere melekler de iştirak ederek bizleri şereflendirirler. Meleklerin peyder pey inmesiyle yeryüzü manevi bir atmosfere bürünür. Melekler müminlerin etrafını kuşaratak onlara rablerinin bağış ve rahmetini müjdeler. Tan yeri ağarıncaya kadar devam eden bu ulvi tecelli ümmeti muhammedin gönüllerine zengin bir huzur ve saadet dalgası eriştirir. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bu geceyi hakkıyla değerlendirmek ibadet dua ve istiğfar ile ihya etmek bin aydan daha fazla ibadet etme sevabını bizlere kazandırır…”

Yukarıda cuma hutbesinden alıntıladığım bölüm toplumdaki kadir gecesi anlayışını yansıtmaktadır. Kuran’ın evrensel mantığı ile bakıldığında kadir gecesinin farklı bir bakış açısıyla ele alınması gerekmektedir; M. İkbal’in dediği gibi ‘islam düşüncesinde yeniden inşa...’

Allah’ın takdiri gerçekleşip “öksüz”  Muhammed (sav) Hira mağarasında Ramazanın son on günü içindeki bir gecede ilk vahyi almaya başladı.   Vahyin inmeye başladığı bu ilk geceye kadir gecesi denir. Bu gecenin  değerini ve kıymetini ortaya koyan sureye de kadir suresi denmiştir.  Kadir suresi, Mekke’de inmiştir beş ayettir.

1-Biz Kuranı kadir gecesinde indirdik.2. Bilir misin nedir kadir gecesi 3. bin aydan hayırlıdır kadir gecesi. 4. melekler ve ruh rablerinin izniyle her iş ve oluş için dalga dalga iner o gece 5. Tan yeri ağarıncaya kadar barıştır esenliktir.

“Kadr” sözlükte bir şeye gücü yetmek, muktedir olmak, bir şeyi ölçmek, değer biçmek manalarına gelir. Güçlü görmek muktedir görmek kuvvetlendirip muktedir duruma getirmek değerlendirmek, takdir etmek değer biçmek miktarı belirlemek saygı göstermek, kadar, miktar, karar, hüküm, ölçü… bu kelimenin kök anlamlarından türemiştir.

Görüldüğü gibi kelime güç ve ölçme değerlendirme temel anlamları etrafında dönmektedir. Kuran, ayetleri birer işarettirler, insanoğlu bu işaretlere doğru yöneldiğinde doğru yolunu bulup hidayete erecektir. Kadir süresi  hidayetin kaynağı olan kuranı işaret etmektedir. Kuranın her gece gibi bir gecede indirilmiş olduğunu vurgularken ne yazık ki bazı Müslümanlar surenin işaret ettiği gerçeğe değil de gerçeği işaret eden işarete bakmaktadırlar. Halbuki her kes bilmektedir ki asıl olan gerçek  işaret değil gösterilmek istenendir. Yani asıl olan ayı işaret eden  parmağa değil parmağın işaret ettiği aya bakmaktır.

Surenin birinci ayetinde “biz “O” nu (Kuran) bir gecede indirdik” denmektedir. İndirilen değerin Kuran olduğunu açık bir ifadeyle vurgulamaktadır. Fakat ne hikmetse İnsanlık için indirilen kurana değil de onun inmesiyle değer kazanan geceye  önem veriliyor. Bu nedenle de Kuran ıskalanıyor.

Kadir gecesi inmeye başlayan Kuran insanlık tarihinde görülmemiş barış, huzur ve kardeşlik toplumunu inşa etti. Öksüz Muhammed “alemlere rahmet” oldu.  Ey insan! Eğer bu Kuran  senin aklına, fikrine, gönlüne inerse  o zaman senin, hak, hukuk, adalet doğruluk dürüstlük eşitlik kardeşlik anlayışın değişecek. Yetimin, yolda kalmışın, ezilmişin, mazlumun, emeği çalınmışın, işi olmayanın, kölelerin, toprağa gömülen küçük kız çocuklarının seslerini bu günkü dünyada duyar ve onların  yanında saf tutarsın. Zulmün, sömürünün adaletsizliğin, haksızlığın, karşısında susmayıp zalime karşı durursun. İşte Kuran insana indiğinde insanın kadir gecesi olur.

                                                     SAĞLIK

Solunum Yolu Travmalarında İlk Yardım Nasıl Yapılır?

İçeri nefes alma ve dışarı nefes verme eyleminin tam ya da kısmi bir şekilde engellenmesi durumunda ilk önce solunumun sağlanması amaçlanır; çünkü akciğerlere hava gitmemesi durumunda vücuttaki dokular oksijensizlikten kaynaklı olarak bozulur ve ölür.

Nefes yoluna sıvı yada cisim kaçması, Epilepsi türü hastalıklarda görüldüğü üzere, bayılmayla beraber dilin nefes borusunu tıkayacak şekilde geriye kaçması ve zehirlenme gibi kazalarda hastaya en kısa zamanda ilk müdahale yapılmalıdır.

Söz konusu travma sonrası; sesli hızlı ve zorlanarak solunum yapılıyorsa, ağızda köpüklenme ve morarma; yine yüz ve ellerde morarma varsa, bilinç yarı açıksa ya da bayılma durumu varsa nefes almada güçlük çekildiği anlamına gelir. Boğulma nedeni tespit edilerek, yapılabiliyorsa ortadan kaldırılır. Hastanın bilincinin açık olup olmadığı kontrol edilir ve derhal tıbbi destek istenir.

Nefes yoluna sıvı kaçması durumunda, olayın üzerinden yarım saat geçmiş olsa bile kazazedeye ağızdan buruna ya da ağızdan ağza yapay solunum ve kalp masajı yapılmalıdır.
Solunum yoluna bir cisim kaçması durumunda, hastanın bilincinin açık ya da kapalı olma durumuna göre farklı şekillerde Heimlich Manevrası yapılır.

HİKAYE

.O ZAMAN İŞ DEĞİŞİR

Nasreddin Hoca, kadılık yaparken, iyi giyimli, efendiden birisi, karşısına çıkar:

-Kadı Efendi, der. Senin inek, benim ineğin karnına boynuz vurup öldürdü. İneğimin parasını ödemen gerek! Nasreddin Hoca, ne diyeceğini bilemez:

-İki hayvan kavga etmiş… Bu durum sahibini ilgilendirmaz. Sahibinin bir suçu yok ki!..der
Bunun üzerine adam:
-Yanlış söyledim, kadı efendi!… der. Ölen inek benim değil, senin ineğindi…
Hoca, adamın kurnazlığını anlar, bilmezlikten gelir:
-Bak ozaman iş değişir, der. Ver ineğimin parasını!…

                                           MÜLK SÜRESİ SON 5 AYETİ

26-De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."

27-Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."

28-Söyle onlara: "Diyelim ki, Allah beni ve beraberindekileri öldürdü, yahut bize acıdı. Peki, kâfirleri korkunç bir azaptan kim kurtaracak?"

29-De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."

30- Şunu da söyle: "Bir sabah suyunuz çekiliverse, kim getirecek fışkırıp akan bir su size?"