Hani, “Kötü niyetle iyi murat alınmaz” derler ya, Mitatpaşa tünellerinin açılışında yaşananlar, halkın bilgece ürettiği sözü, bir kez daha teyit etti. İki hafta üst üste açılış için program yapan Erdoğan’a Zonguldak’a gelmek nasip olmadı. İlkinde hava muhalefetine teslim olan Erdoğan, ikincisinde de Covit’e yakalandı. Birileri tarafından “her şeye kadir, her şeyden münezzeh” sayılan zatı şahanenin, doğanın gücü ve yasaları karşısında benim gibi acizin biri olduğu ortaya çıktı…

Bizi, 5-10 gün “Eyyy” nidalarından kurtararak soluk aldıracak hastalığı nedeniyle, Erdoğan’a, “Geçmiş olsun” olsun diyorum elbette. Bu süreçte kendisiyle baş başa kalabileceği çok zamanı olacak. Dileğim o ki, zatı şahaneleri, bu süreçte kapsamlı bir muhasebe sürecine girsin de, uygulamada ısrar ettiği akıl dışı politikalardan nadim olup, ülkeyi sürüklediği uçurumdan çıkaracak aklıselime kavuşsun. “Her şerde bir hayır vardır” diyen bilgelerin bir kez daha haklı çıkması en büyük dileğim, inanın buna…

DOĞAL PLAJLARI ASFALTIN ZİFİRİNE GÖMEN BİR PLANLAMA AKLİ BİLE DEĞİLDİR

Gelelim Mitatpaşa tünellerindeki kötü niyete. İki iki daha dört, Zonguldak’la Kilimli arasını 5 dakikaya düşürecek yola itiraz etmek, olsa olsa akıl dışılıkla açıklanabilir. Kaza istatistiklerinde yerini, tam olarak bilemesem de, Zonguldak-Kilimli karayolu sürüş güvenliğinin, yolcu konforunun en düşük olduğu ana arterlerden biri zira. Yarım saati bulan inişli çıkışlı yol, zaman zaman muhteşem bir peyzaj sunsa da, özellikle kötü hava koşullarında bir zulüm gibi geliyor insana…

Öldükten sonra çekeceğim kabir azabından korktuğum için, popülizme kapılıp sessiz de kalamam bu duruma. Mitatpaşa tünelleri ve Kilimli sahil yolunun her şeyinde art niyet, doğaya ve kente karşı işlenmiş suç var çünkü. Eski Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç’ın belirlenmesinde başrol oynadığı güzergâh iki tünel arası, İnağzı ve Hisar Arkası sahillerini yok ettiği için doğa düşmanı en başta. Doğal plajları asfaltın zifirine gömen bir planlamanın doğruluğundan vaz geçtim “akli” olduğunu tartışmak bile abes bence…

AÇILIŞI KAMU GÖREVLİLERİ DEĞİL DE BİR PARTİNİN GENEL BAŞKAN YARDIMCISI YAPTI

Yol, akıl almaz bir kamu kaynağı savurganlığının da adı ayrıca. 2018’de 126 milyon liraya ihale edildi. Hep yapıldığı gibi kamuoyuna süreçleriyle ilgili hiç bilgi verilmeden yapılan ihaleyi kazanan firma, “Bu fiyata olmaz” diyerek işi bıraktı. Daha sonra aynı iş, aynı firmaya, davetiye usulü yapılan ikinci bir ihaleyle 309 milyon liraya verildi. Harcananlar hariç, maliyet %250 artarken, “Önceki hesap nasıl yapıldı, şimdiki hesap ne” diyen olmadığı gibi, yanlış keşif yapan bürokratlardan hesap da sorulmadı…

Finaliyse üstüne tüy dikti hepsinin üstüne. Açılmadan dalgalara teslim olan yoldaki tünellere, doğumu dışında kentle ilgisi olmayan, derdiyle hiç hemhal olmamış bir zatın adı, ideolojik gerekçelerle verildi. Açılış töreni de evlere şenlikti. Kamu bütçesinden milyonlar harcanarak düzenlenen törende, kurdeleyi, Ak Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım kesti. Kamuda hiçbir görevi olmayan şahsın bu durumunu sorgulayan olmadığı gibi, “Masrafları o parti ödesin” diyen de çıkmadı. Niyet konusunda daha ne diyeyim ki ben?