Son günlerde Atatürk sözü beni dalgalandırdı. Bu dalgaların savruluşlarını gözleyip duruyorum.

     Yüzlerce Atatürk kitabı, binlerce Atatürk yazısı okudum. Anılarda, romanlarda, filmlerde, şiirlerde, şarkılarda, türkülerde, marşlarda Türk, Atatürk, Türkiye coşkusu yaşadım. Tam bağımsızlık, halkçılık, devrimcilik, laiklik... akışının ulaşmadığı havuzların suyundan hep kuşkulandım. En çok da herkese Atatürk anlatanların durak seçimlerine şaşırdım kaldım.

     Hangi Atatürk, Ben Atatürkçü Değilim, Sömürülen Atatürk ve Atatürkçülük gibi kitapların dünyasından çok düşünceler ürettim. Atatürk devrimleri ve ilkeleri dışlanarak Atatürkçü olunamayacağını erken anlamıştım.

     Milliyetçilik söz konusuysa  Onuncu Yıl Nutku, Gençliğe Hitabe ölçüdür Atatürkçülükte.

     Kadın Hakları, Eğitim Birliği, Medeni Kanun... Cumhuriyetçi, Atatürkçü takılanlara sorumluluk ve görevler yükler. Yarı yolda makas değiştirenlerin tükettikleri kâğıtlara, mürekkeplere acırım.

     Az önce, Atatürkçü bir önderin görüşlerini dinlerken, büyük Atatürkçü(!) Kenan Evren günlerine, 12 Eylül dünyasına iniverdim.

     12 Eylül'de ve sonrasında Derince Lisesi edebiyat öğretmeniydim. Dönemin yöneticileri, bizi, bazıTürkçe-edebiyat öğretmenlerini, İzmit Milli Eğitim Müdürlüğü ortamında toplamışlardı. Afişlerle,  pankartlarla halka güven aşılanacaktı. Bu amaçla sloganlar üretmemiz istendi. Yani 12 Eylül'ü öven güzel sözler uyduracaktık. Devlet-millet dayanışması sağlanacaktı çevrede sanatlı-etkili sözlerimizle.

     Arkadaşlarla birlikte kitaplar taradık. Tiryaki Sözleri, güzel ve etkili sözler kaynakları yetmedi. İnternet yoktu. Kaynaklar sınırlıydı. Toplantıda yeterli söz oluşmadı. Birkaç saat dağılıp bireysel çalışma kararı alındı.

     Dağılınca Kocaeli Valiliği önündeki banklardan birine oturmuştum. Söz uydurmaya başladım kendimce. Dönüşte yedi slogan vermiştim kurula. Bir söz kaldı aklımda: HUZUR SAĞLANDI/ŞİMDİ ÇALIŞMA ZAMANI. Sonra çevrede sözü aradım, göremedim.

     Nereden nereye?

     Yerinde kullanılmayan Atatürk ve Atatürkçülük sözü içimi acıtır hep. Laiklik, bağımsızlık, akıl-bilim aydınlığı, çağdaş uygarlık olmayan yerde Atatürk olmaz ki! 

     Atatürk devrimciydi, halkçıydı, ilericiydi. O, bağnazlığa payanda olamazdı. Yine Atatürk'le aldatmalar çoğaldı. Uyanık ol da aldanma!