"Sen eskiden böyle değildin!"

     Bıktım, artık söyleme!

     Evet! Değildim.

     Tohumdum. Düştüm bahçeye. Topraktan aldım suyu, besini. Seni çok yormadım.

     Filizdim, su gibiydim.

     Güzeldim.

     Yaprağımı, çiçeğimi sevdin, meyvemi okşadın, yedin. Tadımı, görüntümü övdün.

     Dal dal oldum, budaklandım. Toprağın verdiği yetmedi, yedek su, besin bekledim senden. Yayıldı, sebzelerin, fidanların besinlerine de uzandı köklerim.

     Büyüdüm, kalınlaştım, uzadım. Meyve almada bile zorlandın. Merdiven dayadın, tırmandın.

     Zorlandıkça darlandın. Darlandıkça homurdandın. Homurtuya mırıldandım.

     "Ver de al!" dedim.

     Vermeden istedin. İşte o zaman isyanları oynadım ben de.

     Sevmesem de istemesem de değiştim.

     Dallarım kurudu, meyvelerim çürüdü. Uzandın, beklediğini alamadın.  Aldığınla doyamadın. Çürüğümü fırlattın. Bana kötü bakış attın.

     Biz büyüdük, bahçe küçüldü. Yeni tohum, yeni fidana...

     Kesimliktim. Kolay kesemedin.

     Hızarı, baltayı biledin. Komşuyla birlikte, kestiniz, tomruk yapıp küçücük parçalara ayırdınız beni. Sonra depoya...

     Odundum artık.

     Tohumken de fidanken de meyveyken de iyiydim, sevimliydim gözünde.

     Komşuya hava atardın beni gösterip. Meyvelerimi hediye götürürdün süslü hanımlara, şımarık beylere.

     İlkbahar güneşinin gazına gelip erken meyveye durmuştum gençliğimde. Bir gün mahallenin yaramazları ham meyvemi kopardılar dalımdan. Koşup geldin. Yaramazları çil yavrusu gibi dağıttın. Öfkeden taş, sopa fırlattın.

    Renk renk, iri meyveler verdim sevinçle sana. Söylediğin şarkılar, yapraklarımı titretirdi. Salınırdım keyfimden sağa sola.

     Gökte güneş gülümserdi. Kuşlar cıvıldardı içimde. Anısı bile bir hoş o büyünün.

     Olanlar oldu. Dedim ya, odunum artık.

     Şimdi, uğultulu bir kış günü, soğukta, sobaya atılırken eline  batan kıymığıma bile kızıyorsun.

     Alevimle, seni yormadan, dönüştüm, değiştim. Evet, farkındayım. Ben eskiden böyle değildim. Mis gibi bir külüm artık, suçsuz, günahsız.

     Savurma! Gözlerine dolarım!

     Ey hiç değişmeyen iyi şey, söyle! Eskiden neydin, şimdi nesin sen?