Türkiye’de asgari ücret açıklandı: 28 bin 75 TL.
Ankara’dan bakınca rakam fena durmuyor olabilir.
Ama Zonguldak’ta pazara çıkan,
Gökçebey’de kira ödeyen vatandaş için tablo bambaşka.

Zonguldak’ta emek çoktur.
Maden vardır, alın teri vardır, yorgunluk vardır.
Ama emeğin karşılığına gelince
hesap hep eksik çıkar.

Gökçebey’de hayat büyükşehir kadar pahalı olmasa da ucuz hiç değildir.
Market rafları İstanbul’la yarışır,
faturalar memleket ayırt etmez.
Kira düşük denir ama asgari ücretliye hâlâ ağırdır.

Bir ev kirası…
Bir pazar filesi…
Bir de çocuk varsa okul masrafı…
Hepsi üst üste konunca 28 bin 75 TL yetmek bir yana, yetişemez bile.

Bu para geçinmek için değil,
idare etmek için verilmiş bir rakamdır.
Ayın ortasında cep boşalır, ayın sonu gelmeden umut tükenir.

Zonguldak’ta iş var ama ücret yetmiyor.
Gökçebey’de sabır var ama sınırı zorlanıyor.
Vatandaş çalışıyor, yoruluyor, susuyor.
Ama mutfak susmuyor, fatura susmuyor, hayat susmuyor.

Soruyoruz artık yüksek sesle:
Asgari ücret bu ülkenin gerçeğini mi yansıtıyor, yoksa sadece rakamlarla mı avunuyoruz?

İnsanca yaşamak lüks değildir.
Emeğin karşılığını almak taleptir, suç değildir.
Bu topraklarda insanlar sadece hayatta kalmak değil, bir nebze huzurla yaşamak istiyor.

Ve şimdi dönüp soruyoruz:
Türkiye’de,
Zonguldak’ta,
Gökçebey’de…

Bu ücretle
durmak yok, yola hâlâ devam mı?
Sağlıkca kalın.