Budama zamanı, çevre, dal-budak-diken-yaprak atıklarıyla doldukça üzülürdüm. Onları çöp olarak görürdüm çünkü.

     Çöp bidonlarının, sokakların çevresi yığıntılarla dolardı. Bir iki gün gecikmeyle de olsa görevliler atıkları araç kasalarına doldurup giderlerdi bizim buralarda.

     Atıkların toplanıp götürülmesine sevinirdim de o yığınların nerelerde yoğaltıldığını merak ederdim. Bir çirkin dağ düşlerdim, yalan yok.

     Bugün o merak bitti. Budama atıklarının ne yapıldığını gördük üç arkadaş.

     İki arkadaşımla (Turgay Kurnaz-İsmail Doğru) öğleden sonra, doğa yürüyüşündeydik. Çevreyi, çevreyi çirkinleştirenleri konuşa konuşa yürüyorduk. Derince Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü altındaki görüntü ilgimizi çekti de durduk.

     Yolun, yokuşun altındaki düzde toplanmıştı o merak ettiğim budanmış dallar. Atık dolu araçlar boşaltıyordu yeni yükleri.

     İki görevli traktör kasasına kurulan makineyle öğütüyordu atık dalları. Öğütülen dallar, dikenler, yapraklar makinenin ağzından talaş ve un olarak çıkıp yığılıyordu yan tarafta.

     Uzaktan çalışmayı ilgiyle izledik. Böyle güzel bir düzeneği bulanları, burada kurup gündem yapanları sevgiyle, saygıyla andık.

     Doğa ve çevre gözlemcisi biz, çok sevindik bu işe. Sevinç, yeni meraklar oluşturdu içimizde:
     * Acaba o, talaşa, una dönüşen  yığıntı dağdan nasıl yararlanılacaktı?

     * Derince Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü yakınlarında gördüğümüz bu etkinlik yurdumuzda genelleşmiş bir hoşluk mudur?

     Tepeden, izinsiz, fotoğraflarını çektiğim görevli gençler kusura bakmasınlar. Hep olumsuzluk paylaşılmasından bıktık, usandık da... 

     Keşke onlara el sallayıp sevgi gösterseydik!

      Çevremizi güzelleştirenlere alkışlarımızla..